17.Bölüm(Şömine)

5.5K 204 112
                                    

"Kızım biz bu eve geldikte Doğu buraya gelmeyecek mi sanıyorsun? Adam birazdan kapımızda biter."

Feda'nın açtığı kapıdan içeri girerken söylediklerini kulak arkası ettim.

"Arkadaşlar benim ponçiğim gelmiş. Vlogumun gülü hoş geldin."

Can beni kolunun altına alırken elindeki küçük kamerayı bize doğru tutuyordu. Can'ın hatrı sayılır bir takipçi kitlesi vardı ve youtube da içerik üretiyordu.

"Kapat şu kamerayı senden bir şey isteyeceğim."

Yanağıma bir öpücük kondurarak kamerayı bize doğru tutmaya devam etti.

"Takipçilerimden gizlim saklım yok. Hadi dökül bakalım ponçik hanım."

"Sen kaşındın." diyerek kolunun altından sıyrıldım ve işaret parmağımı havada birkaç kez salladım.

"Bana hemen becerdiğin kızlara sabahında zorla içirdiğin ertesi gün haplarından veriyorsun."

"Oha!" Can kameraya bakarak bir an kapatacak gibi oldu. Ama sonra kapatmaktan vazgeçti. Sanırım ona göre bu iyi bir malzemeydi.

"Kızım sen nereden biliyorsun?"

Büyük bir kahkaha attım ve parmağımla Feda'yı ve kendimi işaret ettim.

"Bize prezervatif kullanmayı sevmediğini ve öyleyken hiçbir zevk alamadığını söylemiştin. Ortalarda küçük Canlar dolaşmadığına göre önlemini böyle alıyorsundur diye düşündüm."

Göz kırpıp avuç içimi açtım.

"Hadi getir. Vaktim yok Doğu gelecek."

Kamerayı indirerek odadan ayrıldığında Feda bıyık altından sırıtıyordu.

"Gülme!"

"O videoyuyu yayınlarsa Doğu canınıza okur."

"Biliyorum." deyip göz devirdim. Bir süre sonra Can elinde hapla geri gelmişti.

"Sağ ol benim seks düşkünü arkadaşım" Hapı neşeyle ağzıma atıp yuttum. Hap küçük olduğu için suya pekte ihtiyacım kalmamıştı.

"Bana bak. Sakın o videoyuyu yayınlama. Doğu, Oğuz'a her videonu izletiyor. Benden söylemesi."

"Demek sonunda işi pişirdiniz ha?" Gevşek gevşek sırıtıyordu.

"Beni ciddiye al ve o videoyu sakın yayınlama."

Hiçbir şey demeden sırıtarak kendini kanepeye attı.

"Ne oluyor lan? Ne bu gürültü? Adam akıllı bir duş bile aldırmıyorsunuz."

Arda salona girdiğinde göz göze geldik. Beline sarılı bir havlu dışında çırılçıplak sayılırdı.

"Nisan."

"Arda sende mi buradaydın?"

Gözleriyle beni onaylarken bana doğru yaklaştı.

"Evlenmemişsin" dedi, gülerek.

Başımla onu onayladım. Saçlarından buharlar çıkıyordu. Kısa ve uyarıcı bir öksürük sesi Feda'ya aitti.

"Arda kardeşim hadi sen git giyin." Feda'nın sesi emreder gibiydi.

Arda onu duymazlıktan geldi.

"Sen burada kalmazdın" dedim, soru sorar bir tonda.

"Dün biraz fazla içmişim. Onlarda güzel haberi verdi sağ olsun. Hemen toparlandım. Bende bugün sana gelecektim." Aniden dizlerimin önüne çökünce neye uğradığımı şaşırdım. Havlunun yırtmacından dışarıya süzülen dizine dirseğini koydu ve ellerimi kavradı.

Doğu'nun GökyüzündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin