12.Bölüm(Battaniye)

6.1K 203 29
                                    

"Siktir Nisan! Bu halde benden kaçabileceğini mi sanıyorsun?"

Sesi kulağımın dibinde belirdiği anda üzerim ince bir battaniye ile sıkıca sarılmıştı. Neden bana kapıdan çıktığım anda yetişemediği şimdi belli olmuştu.

"Bırak Doğu!"

Beni kendine döndürdüğünde battaniyenin yakasını sıkıca kavrayarak beni kendine daha da yaklaştırdı.

"Başlarım atarına giderine dinleyeceksin lan beni!"

Nefesi yüzümü yalarken bir an beni öpeceğini zannederek hızla başımı yana çevirdim. Battaniyenin içinde kalan ellerimi çırpınarak dışarıya çıkarmaya çalıştım. Ama onun güçlü elleri buna izin vermiyordu.

"Senin iki haftalık seks hayatını dinlemek istiyorum. Ben bu haldeyken nasıl tatil yapmaya gidersin sen? Pislik!" Bacaklarımı acıyla yerde tepindirdim.

"Canın acıyacak vurma şu bacaklarını yere"

"Çokta umurundaydı sanki!"

"Güzelim sabrımı zorluyorsun. Ben anlatacağım sende uslu uslu dinleyeceksin. Anlaşıldı mı?"

"Anlaşılmadı! Seni dinlemek istemiyorum. Sana müstakbel karınla mutluluklar Doğu Yücesoy!"

Ellerinden kurtularak battaniyeyi sıkıca kavradım ve yürümeye çalıştım. Uyuz bacaklar acımayın artık! Topallayarak birkaç adım atmıştım ki, yeniden karşıma dikildi. Arkamı dönerek diğer yöne yürümeye çalıştığımda yine karşımdaydı. Aynı hareketi birkaç kez daha tekrarladığımızda bıkkınlıkla durdum ve yavaşça kaldırımın kenarına oturdum. Yan gözle onunda yanıma oturduğunu görebilmiştim ve üzeri hala çıplaktı. Battaniyeyi açarak bir kanadını onun omuzlarına koydum.

Salaksın Nisan sen! Salak! Hala onu düşünüyorsun.

Battaniyeyi alarak yanıma sokulduğunda elimi sırtından çekip dizlerimin üstüne yerleştirdim. Başını bana çevirmişti ve kıpırdamadan beni izliyordu. Nisocuğum dönüp onu boğazlayabilirsin! Tam zamanı! İstemiyorum git başımdan.

"Güzelim..." Nasıl da güzel bir tonlamayla seslendi. "Hadi bana bak." Nefesi kulağıma çarptığında içimde uçuşan kelebeklerden utandım.

"Bakmayacağım. Git o gözlerinle müstakbel karına bak!"

"Müstakbel karın deyip durma şu yılışık kadına!" Sesi öfkeliydi.

"Niye yalan mı?" Yüzümü ona döndüğümde burun buruna gelmiştik. Allah'ım! Ona kızgınken ona ait olmayı isteme düşüncesi çık aklımdan!

"Yalan! Ben o kadınla hiçbir şey yaşamadım tamam mı? Gittim, evet. Kahretsin ki seni yalnız bırakmak zorundaydım. Evet! Ama ayrı odalarda kaldık. Ona asla evlenmeyeceğimizi ve aramızda hiçbir şey olmayacağını da açıkça belirttim."

Dudaklarıma çarpan bu benzersiz nefes... Karşımdaki bu çıplak ten... Sanırım başım dönüyordu. Kendine gel Nisan! Hayali bir tokat! Şak!

"O zaman iki haftadır ne haltlar yiyordun, orada? Evlenmeyeceğini söyleyip dönebilirdin."

"Güzelim eğer gitmeseydim babam senin tedavine engel olacaktı, bu birincisi. İkincisini de iki hafta hem senin iyileşmene yeterli oldu, hem de bu sürede Mert'i gördüm."

"Mert mi? Nasıldı iyi miydi?"

"Merak etme onlar çok iyiler."

Onlarmış! Aman ne güzel! Biz burada yas tutalım beyefendi gidip kendine yeni bir ailesi kursun.

"Bu yanlış anlaşılmayı çözdüğümüzü umuyorum." Burnunu burnuma hafifçe sürttü.

"Gerçekten bir şey yaşamadınız değil mi?" Sesim tedirgindi. Yaşadık dese ne diyebilirdim ki?

Doğu'nun GökyüzündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin