Giresunspor'un süper lige çıkması şerefine mini bölüm.💚
"Az kaç oradan. Yersin zumzuğu ha!" Feda, elindeki yastığı televizyonun önünde duran Ali'ye fırlattı. Ali yastığı yakalayıp televizyonun önünde durmaya devam etti.
"Ulan Ali! Bir süper lige çıkalım, seni sabaha kadar sikmezsem bana da Feda demesinler!" Feda, önündeki sehpada duran rakı bardağını alıp kafasına dikti.
"Yemin et!" Ali heyecanlı bir şekilde televizyonun önünden çekilip Feda'nın yanına oturdu. "Ulan Giresunspor! Süper lige çıkmazsan adam değilsin." Elini havalandırıp bir holigan havasında bağırdı.
"Az bak! Şunun topa vuruşuna bak. Ayağına kurban be!" Feda heyecanlı bir şekilde gözünü ekrandan ayırmadan bağırdı.
"Sokturtma elalemin ayaklarına! Sen futbolcuların bacaklarını mı dikizliyorsun lan!" Ali, Feda'yı sertçe dürttü. Feda oralı olmadı.
"Dur oğlum ya! Son dakikalar! Yatakta çekersin nutuğunu." Feda dönüp Ali'ye bakmadı. Ali bu duruma daha da öfkelendi. Ancak öfkesini dizginledi.
"Hadi be yavrum! Bitir, şu maçı!" Feda heyecanlı bir şekilde koltuktan kalktı. Neredeyse tırnaklarını yiyecekti.
"Yavruna soksunlar! Puşt herif!" Ali öfkeyle homurdandı. Feda'nın bir topun peşinde koşan 22 adamı izlemesi Ali'yi delirtmeye yetiyordu.
"Heyt be! Yavrularım benim! Çotanaklarım!" Ali'yi çekip koltuktan kaldırdı. "Kimin torunları lan bunlar? Topal Osman Ağa'nın torunları! Heheheyt be!" Kendisiyle birlikte Ali'yi de sevinç zıplamasına dahil etti. Ali çok geçmeden bu sevince uyum sağladı. Futbol maçlarıyla zerre ilgilenmiyordu. Ancak Feda'yla yaşarken bu duruma alışmıştı.
"Aldık mı maçı?" Efe eve yeni giriyordu. Montunu çıkarmadan babası bildiği adamların sevinç sıçrayışına katıldı.
"Aldık, aslanım." Feda zıplamaya bir son verip iki adamı da kanadı altına aldı. "44 yıllık hasret bitti."
"Ben şimdi Giresunspor, Galatasaray'la maç yaparken hangisini tutacağım?" Efe huysuzca söylendi.
"Has Giresunlusun sen! Tabi Giresun'u tutacaksın." Feda oğlunun omzunu sıkıp bıraktı.
"Nereden Giresunlu oluyormuş? Babası gibi has İstanbul beyefendisi benim oğlum!" Ali, oğlunu kanadı altına aldı.
"Sen mi İstanbul beyefendisisin? Senin beyefendiliğine sokayım ben!" Feda homurdanıp oğlunu kendi tarafına çekti.
"Babalıklar buna bir son mu verseniz?" Efe bir hacıyatmaz gibi aralarında bir o yana bir bu yana gidip geliyordu.
"Söyle lan nerelisin sen?" Feda oğlunun ensesine elini kenetledi. Oğluyla yüz yüze geldi. Tehditkar bir ifade takındı. Efe, yan gözle Ali'ye bakıp tekrar gözlerini Feda'ya çevirdi.
"Oğluma baskı yapma puşt!" Ali'de Feda'yı ensesinden yakaladı.
Efe tam bir bütünleşme sağlamak için elini Ali'nin ensesine attı. Üçü de kafa kafaya geldi.
"Size bir sır vereyim mi?" Efe gülümseyerek gözlerini ikisinin de yüzünde gezdirdi. Ali ve Feda merak içinde cümlenin devamını bekledi.
"Ben dünyanın en kafadar babalarına sahibim."
"Eşek herif!" Ali, oğlunun saçlarını birbirine karıştırdı.
Feda geri çekildi. İkisinin bu neşeli haline bakıp iç geçirdi. Efe tıpkı Can'dı. Duruşu, bakışı, gülümsemesi herşeyi ile babasını andırıyordu. Efe üç babası olan ancak sadece iki babasını tanıma şansı bulan bir çocuktu. Annesi tarafından acımasızca terk edilmişti. O günden sonra bir daha kimse Lina'dan haber almamıştı. Almakta istememişlerdi. Hayat Efe'ye adil davranmamıştı. Tıpkı babasına da adil davranmadığı gibi...
Lütfen, yorumlarınızı ve beğenilerinizi esirgemeyin.
Desteğiniz daim olsun. Sağlıkla kalın.
![](https://img.wattpad.com/cover/251536517-288-k198716.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu'nun Gökyüzünde
RomanceTAMAMLANDI. +18 sahneler içerir. Uyarıldınız. Üzerime doğru koşarken kaç ömrü arkasında bırakmıştır? Sorgulamaktan korktum. Peki ben aşkımızdan kaç baharı alıp gidiyordum? Bunu da sorgulamaktan korktum. Aramızda dört metre ya kaldı ya kalmadı. Hesap...