"Unutmak mı? Delisin. Gitmesem de bekler, orada deniz. Gelirsem, bilmelisin. Benim beklememdir, burada deniz." Özdemir ASAF
Gözlerimi Doğu'nun kollarında açmıştım. Ama bu kez başkaydı, bambaşkaydı. Evli olduğumuz bir güne uyanmıştım.
Doğu benim kocamdı. Doğu senin kocan Nisocuğum. Evet, kocam. Meteor bir kocan var, artık. Allah'ım onu kimse görmesin diye pamuklara sarıp sarmalamak istiyorum. Sarmayalım bebeğim.
Başımı omzuna doğru geriletip elimi göğüs kaslarında gezdirdim. Dirseğimden destek alıp havalandım ve göğsünün ortasına derin bir öpücük bırakıp geri çekildim. Kollarının arasından çıkmak üzereyken yeniden onun kollarına doğru çekildim.
"Güzelim... Sana bir daha asla beni yatağımızda yalnız bırakmayacaksın dememiş miydim?"
Burnumu boynuna sürtüp biraz daha sokuldum.
"Kocama kahvaltı hazırlayacaktım" dedim, mayışmış bir şekilde.
Kalp atışları avucumun içinde hızla çarpmaya başlamıştı.
Saçlarıma bir öpücük bırakırken "Birlikte hazırlarız." dedi ve ekledi.
"Karımla aynı yatakta uyanmayacaksam ne diye evlendim o zaman?" Sesi sitemliydi.
Boynuna birkaç tane öpücük bıraktım. Haklıydı, üstelemedim. Adamı sürekli yatakta yalnız bırakıyordum.
"Yorgun musun?" diye sorduğunda sesindeki imayı anlamıştım.
"Belki biraz" dedim, nazlanarak.
Derin bir iç geçirdi.
"Ah, ne yapayım? Çok güzelsin dayanamıyorum. Özür dilerim."
Kaşlarımı çatıp göğsünden destek aldım ve yüzünün hizasında durdum.
"Sakın özür dileme. Harika bir geceydi."
Dudaklarına sokulup boynunu kavradım. Doğu'nun eli saçlarımın üzerinden ensemi bulduğunda dudaklarımı dudaklarına daha fazla bastırdı. Nefes nefese kendimi geri çektim ve boyun girintisine yeniden yüzümü gömdüm.
"Bir kez daha olmaz" dedim, mırıltıyla.
Dün gece sabaha kadar aralıklarla uyanıp sevişmiştik. En son sabahın ilk ışıklarıyla da sevişip derin bir uykuya gömülmüştük. Saatin öğleni geçtiğine kalıbımı basabilirdim.
"O zaman güzel bir kahvaltı yapalım. Evde hiçbir şey yok, kahvaltıyı dışarıda yaparız. Sonrada evimize güzel bir market alışverişi yaparız. Ne dersin? Hanım sensin."
"Hanım bunu onayladı." Göğsünden sıyrılıp oturur bir pozisyonda ona doğru baktım.
"Yerim o hanımı" deyip beni gıdıklamaya başladığında iki büklüm yatağın içindeydim.
"Doğu ne olur dur. Ne olur." Neşeli gülücüklerim arasında beni gıdıklamaya devam etti.
"Tapıyorum kızım sana!" Dudaklarını göğsümün arasına gömüp ellerini karnımdan çekti. Gülücüklerim azalırken göğsüm şiddetle kalkıp iniyordu. Dudaklarını göğsümden koparıp yüzünü yüzüme doğru kaldırdı ve parmaklarını köprücük kemiğimde piyano çalar gibi gezdirdi.
"Kokuna, tenine, gülüşüne, her şeyine..." diye ekledi.
***
Genç çift evli oldukları ilk günün tadını çıkarırken Can ve Feda dün çekilen videoları izliyordu. Daha doğrusu bunu biraz olsun Mert'i yumuşatabilmek için yapıyorlardı. Birbirlerine abartılı bir şekilde videodaki detaylardan bahsedip Mert'in dikkatini çekmeye çalışıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu'nun Gökyüzünde
Lãng mạnTAMAMLANDI. +18 sahneler içerir. Uyarıldınız. Üzerime doğru koşarken kaç ömrü arkasında bırakmıştır? Sorgulamaktan korktum. Peki ben aşkımızdan kaç baharı alıp gidiyordum? Bunu da sorgulamaktan korktum. Aramızda dört metre ya kaldı ya kalmadı. Hesap...