"İç Seslerin Gelişi"

1.4K 123 94
                                    

Nisan'ın 17 yaşındayken Nisocanlarla ilk tanışması...

"Mert kalk artık. Saat 1 oldu. Doğu kapıda bizi bekliyor."

Mert'i daha şiddetli sarstığımda homurdanmaya başladı.

"Doğu'nun geçmişine sokayım. Size söz veren kendime de sokayım."

"Allah'ım şimdi çıldıracağım. Yeter kalk artık."

Söylemimle birlikte sert bir tokatı yüzüne indirdiğimde inleyerek gözlerini araladı.

Çok geçmeden "İt!" diye bağırdığında kaçmam gerektiğini biliyordum.

Tabana kuvvet odadan ayrılırken onun yataktan zemine büyük bir gürültüyle indiğini duydum. Ardıma göz gezdirmeyi erteleyip hızlıca evin çıkış kapısına koştum. Kapının önünde bekleyen bir adet Doğu Yücesoy karizmasının arkasına gizlendim ve ellerimi karnında kenetledim.

"Kızım yine ne yaptın?"

Şu an ellerimi tutsa mesela? Heveslenme Nisocuğum. Tutmaz. Sen kimsin? Ben Nisocan, memnun oldum. Af buyur?

Beynimdeki konuşma bıçak gibi kesildi.

"Nerede o it?"

Mert'in kükreyen sesi çok yakınımızda belirirken yüzümü Doğu'nun sırtına gömdüm.

"Doğu bir şey yap."

Doğu öne doğru atıldığında ellerim yine bomboş kalmıştı.

Zalimin oğlu! Öyle deme, Doğu bir tanedir. Doğu bebektir. Siz kimsiniz? Biz Nisocanlar, memnun olduk.

"Kaç kişisiniz siz böyle?"

Sorumu içimden sormam gerekirken dışıma yansıtmam bir deli gibi görünmeme neden olmuş olabilirdi.

Sen de 2 kişi, biz diyelim 3 kişi Nisocuğum. Nisocan 1, Nisocan 2, Nisocan 3. Tekrar memnun olduk.

"Memnun oldum." Sırıtarak konuştuğumda Mert ve Doğu bana doğru bakıyorlardı.

"Sen kiminle konuşuyorsun lan?"

Mert eliyle yanar döner hareket çekerken Doğu'ya baktım.

"Hiç..." dedim, dudaklarımı birbirine bastırarak. Yine Doğu'ya rezil olmuştum. Çocuk çocuk hareketlerim onu benden bir kez daha uzaklaştırıyordu.

Nisocuğum deli damgası yemene son 3...

"Defol!" Elimi havada bir tokata dönüştürürken bağırıyor olmam beni daha da korkutucu bir hale getirmişti.

Tımarhane yolları taştan bebeğim! Doğucuğum sen çıkardın bizi baştan.

"Ya sussanıza!" Yeniden bir tokatı havada sallarken Mert ellerimi yakaladı.

"Ateşin mi var senin? Ne oldu lan sana?"

Sorusuyla birlikte elini alnıma koyduğunda Doğu'ya bakarak dudaklarımı birbirine bastırdım.

Doğu'ya rezil oldun Nisocuğum. Hayır, hiçte olmadı. Bence de olmadı, gayet sevimliydin.

"Siz ruh hasta mısınız? Çıkın kafamdan!"

İki elimi de Mert'ten kurtarıp bağırışımla birlikte başımı tokatladım ve bir kez daha bağırdım.

"Çıkın!"

Ellerim yeniden Mert tarafından yakalandığında göz göze geldik.

"Bebeğim kiminle konuşuyorsun? Korkutma beni."

Doğu'nun GökyüzündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin