58.Bölüm(Cinsel Yönelim)

2.3K 129 193
                                    

"Onun bir iş çevirdiği yok." deyip araya girdi, Ali.

"Sen karışma." Doğu onu sertçe uyardığında dev cüssesi hala burnumun dibindeydi. Bakışlarımı yavaşça yüzüne doğru kaldırdım.

"Ailecek yemek yemeliyiz diye düşündüm. Nasıl? İyi etmiş miyim?" Dudaklarımı kemirerek sırıtmaya çabaladım.

"Güzelim sen benimle dalga mı geçiyorsun?" Sesi ne yüksek ne de alçaktı.

"Bence Ali ailemizde olmayı hak ediyor." dedim, kararlılıkla.

"Kurt gibi acıktım." Ali söylemiyle birlikte yanımızdan ayrılıp masaya kurulduğunda ona doğru baktık.

"N'aber bıcırık." Ada'nın saçını okşadı.

"Öylece oturup hiçbir şey olmamış gibi yemek mi yiyeceğiz? Ben gidiyorum." Doğu kapıya doğru hareketlendiğinde kollarımı açıp önünde durdum.

"Lütfen, sadece bir yemek." Kedi yavrusu bakışlarımı ona yöneltip kirpiklerimin altından masumca baktım.

"Bakma şöyle."

"Lütfen, Doğu." Ellerimi birleştirip çenemin altına yerleştirdim. "Lütfen."

İşaret parmağını burnumun üzerine değdirip çekti.

"Eğer o masaya oturursam yaramaz burnunu bu konudan çekecek misin?"

"Hı hı." Gözlerimi birkaç defa şeker şeker kırpıştırdım.

"Gel buraya." Beni kolunun altına çekip masaya doğru sürükledi. Ali'nin karşısında yerimizi alırken Mert, Ada'yı kucaklayıp Ali'nin yanına oturdu.

"Ben Mert." Ali'ye bakıp gür bir sesle konuştu. "Doğu'nun kardeşiyim."

Ali, Mert'e ters ters baktı.

"Ben de Ali. Doğu'nun öz kardeşiyim." Öz kardeş bölümünü bastıra bastıra söyledi, Ali.

Mert dişlerini sıkıp konuştu.

"Tamam şimdi hatırladım. Sen öz kardeşini öldürmeye çalışan Ali'sin."

Bu çok ağır olmuştu.

"Mert!" Doğu, sert tonda Mert'i uyardı.

"Bak birader!" Ali elini Mert'in omzuna attı. "Hastalığım hakkında en ufak bir fikrin yok. Umarım hiçbir zamanda olmaz. Bilmediğin işlere burnunu sokma."

Mert, Ali'nin elini ittirip sertçe ikaz etti.

"Elini tanımadığın adamların omzuna koyma. Maazallah bel soğukluğu olursun, koçum." Ali'nin sırtına birkaç defa sertçe vurdu.

"Yemekler soğuyacak." diyerek bu anlamsız savaşa bir mola verdim.

Doğu ise sessizdi. Beklenmedik derecede sessiz...

"Eee Ali neler yapıyorsun?" Ali bakışlarını bana kaldırıp elindeki çatalı masaya koydu.

"Bir tamirhanem var. Araba tamiri yapıyorum."

Doğu sessizliğini bozduğunda gözler onun üzerindeydi.

"Çocukken de arabaların motorunu incelerdin."

"Öyle." deyip çatalını yeniden eline aldı, Ali. Bir sessizlik daha patlak verirken Mert, Ada'yı doyurduktan sonra kucağından indirdi.

"Odaya gidip boyamalarını tamamla." diye emretmeyi de unutmadı.

Ada koşarak salonu terk ettiğinde Mert çatalını önündeki ete sertçe geçirip öylece bıraktı. Yüzünü Ali'ye dönüp anlamsız savaşına devam etti.

Doğu'nun GökyüzündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin