23.Bölüm(Ada)

3.4K 194 222
                                    

Adam ameliyathane yazılı kapının önünde çaresizce ileri geri yürürken elleriyle alnını defalarca tokatladı. Hiçbir vuruş yetmiyordu. Her defasında daha sert olan bir vuruşu alnına saplıyordu. Gözlerinin kahve tonu koyulaşmıştı. Gözlerinin akında bulunan renksiz damarlar çatlamış ve kırmızıya dönüşmüştü. Tişörtünün yakası dakikalar önce belki de saatlerce önce sevdiği kadın tarafından gevşetilmiş ve buruşturulmuştu. Adam için zaman kavramı yoktu. Sanki yıllardır bu kapıda bekliyormuş gibi hissediyordu. Elini bir anlığına tişörtündeki buruşarak gevşeyen bölüme değdirdiğinde gözlerini sıkıca yumup açtı. Eliyle bir acıyı almaya çalışıp alamaman hayal kırıklığıyla tekrardan volta atmaya devam etti.

"Nisan Çeliker"

Adam hızlı adımlarla kendisine seslenen hemşire görünümlü bir kadının yanına yaklaştı.

"O iyi mi?"

Karşısındaki kadın elindeki şeffaf paketi adamı uzattı.

"Bu kolye kendisinin üstünden çıktı. Doktor bey sizi birazdan bilgilendirecek."

Adam şeffaf paketi eline alıp hızla açtı ve kolyenin ucunu avuçladı. Kolyenin zinciri iki yana bir şelale gibi akarken adam kolyenin ucunu dudaklarına bastırdı. Gözleri mekanik bir hareketle kapanıp açıldığında bir damla sol gözünden aşağıya doğru süzüldü.

"İyi olacak" diye kendi kendine mırıldandı. "Sakın beni senden mahrum bırakma. Sakın."

Kolyeyi bileğine bir bileklik gibi dolayıp sabitledi. Otomatik kapının açılma sesiyle irkildiğinde hızla kapıdan çıkan adamın üzerine yürüdü.

"İyi de doktor. İyi olduğunu söyle!" Doktorun yakasını saran elleri ne sertti ne de yumuşak. Daha çok tutunma ihtiyacı gibiydi. Duyacaklarını kaldırıp kaldıramayacağını kestiremiyordu.

"Nisan hanımın durumu iyi. Fakat bebeği kaybettik."

Adamın elleri gevşeyip iki yanına düştüğünde üzülmekle sevinmek arasındaki çizginin tam üstündeydi. Doktor bir elini adamın koluna yerleştirerek sıvazladı.

"Doğu bey sizin metanetli olmanız gerek. Nisan hanım az önce büyük bir sinir krizi geçirdi. Ona sakinleştirici bir iğne yaptık. Ciddi bir yardıma ihtiyacınız olabilir."

Adam hızla kendini toparlarken doktora doğru baktı.

"Onu görmeliyim"

"Birazdan odasına aldığımızda son kontrolümü yapacağım. Ondan sonra görebilirsiniz."

Doktor koridordan ayrılırken Doğu ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Bebeğinin varlığından haberi olduğu anda onu kaybetmenin acısını bile doğru dürüst yaşayamıyordu. Kalbindeki tek endişe sevdiği kadındı. Onun bu durumu kaldıramayacağını düşünüyordu. Bebeğinin katili öz ailesiyken onun yüzüne nasıl bakacağını bilemiyordu. Ailesinin sevdiği kadından çaldığı canları saymayı bırakalı çok zaman oluyordu. Bu defa çalınan can ise kendine de ait bir parçaydı. Telefonu durmadan çalarken sessiz bir küfür savurup telefonu açarak hoparlöre verdi.

"Ne var?"

"Nisan eve gelmedi. Hakan seninle olduğunu söyledi. Nisan'ı merak ediyoruz Doğu."

Doğu elini yüzüne götürerek alnından çenesine doğru sertçe sürttü.

"Hastanedeyiz biz Feda." Sesi titremişti. Titreyen sesine kendi bile inanamazken baş ve işaret parmağını gözlerine bastırıp geri çekti.

"Ne oldu? Nisan iyi mi?" Feda'nın sesi endişeli bir hal almıştı.

"Biz bebeğimizi kaybettik." Duvara yaklaşarak yumruğunu sertçe duvara geçirdi.

"Ne? Bebek mi? Biz hemen geliyoruz."

Doğu'nun GökyüzündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin