Hayatta bazen yıkıcı kararlar almak zorunda kalırsınız. Ben ise beni umursamadan hayatına devam eden bir abi için aşkımı feda ediyordum. Bu tamamen delilikti. Hatta ahmaklık! Neden onu koruma iç güdümden vazgeçemiyordum. Sırf aynı kanı taşıdığım için bana olan ihanetine göz mü yumuyordum? Mert'i görünce önce pataklamak sonra da yaşadığı için şükretmek istiyordum. Geriye kalan ömrümüz boyunca da bu yaptığını onun yüzüne vurup onu hayatından bezdirmek istiyordum. Belki birazda ona sarılıp uyumak istiyor olabilirim. Ama biraz! Bir de halasının kuzusu var tabi ki. Ada ismi unisex bir isim! Kahretsin kız mı yoksa erkek mi diye neden sormadım ki? Acaba kaç aylık ya da kaç yaşında?
Gerçekten biraz daha yarı çıplak bir şekilde bu yatağın içinde oturmaya devam edersem çıldıracaktım. Yataktan kalkarak ağır aksak adımlarımla odadan çıktım. Çıplak ayaklarımla merdivenleri inerken çıt bile çıkarmadığıma emindim. Merdiven inmek bacaklarımı inanılmaz ağrıtıyordu. Sonunda salona giriş yaptığımda Doğu'yu şöminenin önündeki minderde otururken buldum. Yüzü şömineyi dönük olduğu için beni henüz fark etmemişti. Elindeki kibritle ateşi tutuşturduğunda biraz geri doğru çekildi. Allah'ım şu an inanılmaz seksi görünüyordu. Sakin ol Nisan!
Ona doğru yaklaştığımda irkilerek oturduğu minderde bana doğru döndü. Beni baştan aşağıya süzdüğünde gözleriyle beni becerdiğine yemin edebilirdim. Neler diyorsun nisocuğum? İyice yoldan çıktın sen. Ona ait olmak istemem ayıp mı? Olsaydın o zaman niye tokat attın? Sanki bilmiyorsun git başımdan! İyi giderim.
"Bilerek mi yapıyorsun güzelim?" Anlamayan gözlerle ona doğru baktım. Bakışlarını penisine indirdiğinde pantolonundan çıkmak için direnen bir erkeklik fark ettim.
Gözlerimi bıkkınlıkla devirdim.
"Bende senden farksız sayılmam"
Bunu ben mi demiştim? Hay senin ayarsız çenene Nisan!
"Seni rahatlatmamı ister misin?" Zeminden destek alarak ayağa kalktığında karşıma dikilmişti. Üzerindeki balıkçı yaka kazağı boynundan tutarak tek hamlede üzerinden çıkardı. Siyah boxerının görünen çizgisi onu olduğundan on milyon kat seksi bir erkek yapıyordu.
Aman Allah'ım bu bir işkence olmalı. Gözlerim karın kaslarından başlayarak göğsüne doğru edepsiz bir yol izledi. Sanırım şu an istemsizce dudaklarımı ısırıyor ve onu arzuluyordum. Dudakları yukarıya doğru kıvrılırken burnumun dibine sokulmuştu.
"Soruma cevap vermedin."
Neden dokunmuyorsun bana? Dokunsana be adam! Tenini tenime değdirsene! Saçmalama Nisan!
"Şey..."
"Şey ne?" Yüzüme doğru eğildiğinde dudaklarıma çok yakın bir mesafede durdu.
"Ben başımın çaresine bakabilirim. Ama istersen sen bir banyoya git."
Nisan bebeğim benim yerime kendine bir tokat atar mısın?
"Hmm... Ben varken kendine dokunmayı düşünmüyorsun değil mi?" Konuşurken dudakları dudaklarıma defalarca kez çarpmıştı. Kızlar bu işin sonu yatakta biter. Yardım edin!
"Düşünmüyorum" dedim, kekeleyen sesimle. Külliyen yalan! Hadi dokun bana. Hadi, hadi, hadi! Kendime dokunmak zorunda bırakma beni.
"Bence düşünüyorsun?" Bilerek dudaklarını dudaklarıma çarptırmıyorsa bende Nisan değildim.
"Belki biraz düşünmüş olabilirim."
"Gel buraya yaramaz şey"
Beni belimden kavrayıp kendi bedenine bastırdığında çıldırmak üzereydim. Allah'ım bu nasıl karşı konulmaz bir duyguydu, böyle. Bedenimin önünde yavaşça diz çöktüğünde bacak aralarımı öpmeye başlamıştı. Müthiş bir his!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu'nun Gökyüzünde
RomanceTAMAMLANDI. +18 sahneler içerir. Uyarıldınız. Üzerime doğru koşarken kaç ömrü arkasında bırakmıştır? Sorgulamaktan korktum. Peki ben aşkımızdan kaç baharı alıp gidiyordum? Bunu da sorgulamaktan korktum. Aramızda dört metre ya kaldı ya kalmadı. Hesap...