13.Bölüm(Taciz)

6.4K 200 75
                                    

Battaniyeyi fırlatarak hızla kapıya koştuğumda Doğu çoktan Hakan'ın yakasına yapışmıştı.

"Doğu bırak adamı. İzin ver biz bir konuşalım."

Omzundan çekiştirerek onu Hakan'dan ayırmaya çalıştım. Gözlerini bana çevirdiğinde Hakan'ın yakasını bırakarak beni arkasına gizlemeye çalıştı.

"Sen beni katil mi edeceksin güzelim?"

"Doğu çekilir misin önümden? Sadece konuşacağım." Bedenini bana çevirdiğinde beni gözleriyle baştan aşağıya süzdü.

"Bu kılıkta mı?" Gözlerimi devirerek salona gittim ve battaniyeyi elime alıp belime bir havlu edasıyla sardım.

Yeniden yanlarına geldiğimde "Oldu mu?" deyip sitem ettim.

"Oldu. Hadi konuş bakalım ne diyecekmişsin? Merakla bekliyorum."

Hakan'a yaklaşarak Doğu'yu arkamda bıraktım.

"Nisan hadi gidelim" Elini bana doğru uzattı.

"Hakan ben artık o eve dönmeyeceğim. Biz gerçekten evlenmemişiz. Nikah sahteymiş."

"Nasıl olabilir bu?" Şaşkındı.

"Doğu ayarlamış nikah memurunu. Benim artık bir zorunluluğum yok. Sana tedavim boyunca yanımda olduğun için çok teşekkür ederim. Desteğin çok kıymetliydi." Minnetle gülümsedim.

"Peki ya abin? Bu oyuna senin için devam edebilirim. Kimse sahte olduğunu bilmek zorunda değil."

Doğu ağzının içinde bir şeyler geveledi. Ona dönerek kısa bir bakış attığımda yumruklarını sıkarak sakinleşmeye çalıştı.

"Sen bunları düşünme. Biz her şeyin üstesinden gelebiliriz. Sen de git ve muhteşem bir hayat yaşa. Kurtul bu esaretten."

Battaniyeyi bir elimde sabitleyerek diğer elimle koluna nazik bir okşayış bıraktım. Her şeye rağmen iyileşmeme çok büyük bir katkısı vardı.

"Nisan bunlar ağrıların için." Ceketinin cebinden küçük bir ilaç kutusu çıkarıp bana doğru uzattı.

"Bir müddet çok ağrın olacak. Egzersizlerine mutlaka devam et olur mu?" Gözümle onu onaylarken elindeki ilacı aldım.

"İki dakika dışarı gelebilir misin?"

Doğu'ya dönerek onay bekledim. Onaylamasa bile çıkacaktım. Ama yine de refleks olarak bunu yapmıştım.

"Bence her şeyi konuştunuz. Buna gerek olduğunu düşünmüyorum."

"Doğu" İsmini uzatarak söyledim.

"Sadece iki dakika!" Sesi emrediciydi. Elimdeki ilacı ona verip onu başımla onayladıktan sonra kapıdan dışarıya çıktım.

Ayaklarımın altına öyle çok taş batmıştı ki, acısını henüz yeni hissedebilmiştim. Çıplak ayak gezdiğim için midemi üşüteceğime emindim. Evin kapısından biraz uzaklaştıktan sonra durduk. Hakan ellerini koluma şefkatle yerleştirdi.

"Hiç şansım yok mu?" Anlamayan gözlerle ona doğru bakıyordum.

"Beni sevemez misin?"

Ellerinden kurtularak birkaç adım geriledim.

"Bu konuşmayı duymak istemiyorum. Lütfen gider misin?"

"Neden? O heriften neyim eksik? Gözlerime baksana sana yemyeşil bir vadi sunuyorum. Dilediğince özgür olabileceğin, koşabileceğin, kendin olabileceğin..."

Gözlerinin yeşil oluşuyla bu durumu bağdaştırması onu bir an için gözümde bir akıl hastasına dönüştürdü.

"Ben Doğu'yla hiç olmadığım kadar kendim gibiyim." Sesimde en ufak bir tereddüt yoktu.

Doğu'nun GökyüzündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin