Doğu beni Hakan'la evde yalnız bırakmak istemediği için Can ve Feda'yı eve çağırmıştı. Ardından işlerini halletmek için dışarıya çıkmıştı. Hakan'ın nasıl biri olduğunu henüz tam çözebilmiş değildim. Ama oldukça yardımsever ve ilgiliydi.
"Ponçiğim izleyeceğimiz filmi sen seç."
Can elindeki DVD'leri üzerime yerleştirdiğinde devrilmesine ramak kala Hakan hepsini yakalamıştı.
"Önce lavaboya gitmem gerek" Utanç içinde söylediğim bu cümlem gözlerimi yere eğmeme neden olmuştu.
En azından özel bölgemi hissedebildiğim ve bir sondaya ihtiyaç duymadığım için şanslı sayılırdım. İnsan tuvaletini kendi yapabildiği için bile şükredebiliyormuş.
Feda beni lavaboya taşıdığında gözlerini bel altımdan kaçırarak soyunmama yardım etti. Gerçekten birilerine muhtaç olmak çok inciticiydi.
"Gerisini halledebilirim teşekkür ederim Fedacığım"
Gözleriyle beni onaylarken banyodan çıkmıştı. İşimi hallettiğimde üç yaşında bir bebek gibi ona seslenmiştim ve yeniden giyinmeme yardım etmişti. Kollarını karnımın üzerine sardığında lavabonun önünde zerre hissedemediğim sallanan bacaklarımla ellerimi yıkamıştım. Salona geldiğimizde Hakan ve Can film seçmekle meşguldü.
"Bu olsun. Nisan bu filme bayılıyor."
Feda'nın yardımıyla tekli koltuğa oturduğumda elinde salladığı DVD'ye baktım. "Source Code" yazısını gördüğümde gülümsememe engel olamamıştım. Bu filme gerçekten hayrandım.
"Hadi izleyelim"
Komutumla birlikte film seansımız başlamıştı. Artık repliklerini ezbere bildiğim bir filmdi ve sürekli araya atlayıp şimdi böyle söyleyecek deyip filmin her sahnesini bölesim geliyordu.
"Nisancığım ilaç saatin geldi."
Tepeme dikilen Hakan'a baktığımda ne zaman canımlı cicimli olduk diye düşünmeden edemedim. Beni tek hamlede kucağına alırken ufak bir çığlık attım.
"Film bitmedi" Kollarımı beni bırakması için çırparken çoktan mutfağa getirilmiştim ve masada yiyeceğim yemekler hazır bir şekilde beni bekliyordu.
Hakan kulağıma doğru eğildiğinde nefesi sesiyle birlikte kulağıma dolmaya başladı.
"Replikleri söylememek için can çekiştiğin bir filmi yeniden izlemesen de olur."
Dumur gibi kaldığıma emindim. Beni sandalyeye yerleştirdiğinde önümdeki köfteye çatalımı geçirdim. Beni bu kadar yakından incelemesi nedense huzursuz olmama neden olmuştu. Yemek yiyerek huzursuzluğumu bastırmaya çalıştım.
"Eline sağlık" deyip lokmamı çiğnemeye devam ettim.
"İşim"
Söylediğine kulak asmayarak yemeğimi yemeye devam etmiştim. Fizik tedaviye başlamak için henüz hazır olmadığımı söylemişti. Doğu sabahleyin Hakan'ın bu söylediğine inanmayarak beni ameliyat eden yakışıklı doktorumuzu aramıştı ve Hakan'ın söylediği şeyi tasdik ettirmişti.
"Aha öpüştüler!" Can'ın çığlığına kahkaha atarken ağzımdaki suyu fışkırtmıştım.
"Ben hemen temizliyorum. İyi misin?"
Hakan sırtımı sıvazlarken gözlerimle onu onayladım. Eline aldığı peçeteyle ağzımı ve burnumu temizlerken beni her an incitecekmiş korkusuyla siliyordu. Elindeki peçeteye uzanarak elini ittirdim ve kendi temizliğimi kendim yaptım. O da hiçbir itirazda bulunmadan masayı toplamaya koyulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu'nun Gökyüzünde
RomanceTAMAMLANDI. +18 sahneler içerir. Uyarıldınız. Üzerime doğru koşarken kaç ömrü arkasında bırakmıştır? Sorgulamaktan korktum. Peki ben aşkımızdan kaç baharı alıp gidiyordum? Bunu da sorgulamaktan korktum. Aramızda dört metre ya kaldı ya kalmadı. Hesap...