Freud der ki: "Hayaller kurmakla meşguldüm. Tuhaftı, bu hayaller geleceğe yönelik değildi. Geçmişi onarmaya çalışıyorlardı."
Doğu ile tam olarak bu sözün ağırlığı altında yaşıyorduk. Hayatımızdaki kirli geçmişi temizlemeden geleceğe dair hayallerimiz de var olamayacaktı. Bataklığa dönen bir geçmişin içinde çırpınıp duruyorduk. Debelendikçe geçmiş bizi daha çok içine çekiyordu. Bu gece bataklığın dibine saplanıp saplanmadığımızı Doğu kanıtlayacaktı.
Feda'nın odasında yatağın üzerine uzanmıştım ve saatin tam 9'a ulaşacağı anı bekliyordum. Külkedisinin gece yarısını beklediği anın balosuz ve prenssiz olan versiyonundaydım.
Telefonumun ekranını açıp saati bir kez daha kontrol ederken kapım tıklatıldı.
"Gir" diye seslendim ve telefonu yatağa bırakıp oturur bir pozisyon aldım. Odaya giren kişi Feda'ydı.
Endişeli bakışları tüm bedenimi ürpertirken yataktan kayarak bacaklarımı aşağıya sallandırdım ve yanıma oturması için elimle işaret yaptım. Yatağın bir yanı aşağı çöktüğünde ona doğru baktım.
"İyiyim" dedim, o sorusunu sormadan önce.
"Değilsin" dedi, bilmiş bir edayla. "Doğu'ya ihtiyacın var." diye de ekledi.
Omuz silktim.
"Birazdan külkedisine prenses değil, prens dönüşecek"
"Belki de dönüşmeyecek" dedi ve elimden tutup beni ayaklandırdı.
"Feda hiç havamda değilim. Lütfen, bırak."
Söylemimi kulak ardı edip beni salona doğru sürükledi. Mert'in gözleri bizim üzerimizdeydi.
"Ne yapıyorsunuz?" diye sordu.
"İyiyiz sen ne yapıyorsun?" dedi, Feda çokta aldırış etmeden.
Kapının önüne geldiğimizde dışarı çıkacağımızı anlamıştım. Ayaklarımın dibine attığı ayakkabıları ayağıma giydirip bağcıklarımı bağladı.
"Lan nereye gidiyorsunuz? Eşek başı mıyım ben?"
"Öylesin" deyip Mert'e doğru dil çıkardım. Feda yeniden ayaklandığında Mert çoktan dibimizde belirmişti.
"Abiye dil çıkarılır mı? Keserim dilini! Adam gibi cevap verin."
İnadına bir dil daha çıkardığımda Feda araya girdi.
"Sahilde yürüyeceğiz" dedi, Mert'i önümüzden çekerek.
"İyi bende geleceğim" dediğinde omuz silktim. Gelirse gelsin pekte umurumda değildi .
Feda "Olmaz" diye kükredi. Salonda büyük bir sessizlik hakim olurken Mert, Feda'ya doğru ürkütücü bakışlar atıyordu.
"Yani gelmesen daha iyi olur. Biz canımın içiyle biraz dertleşeceğiz." Feda beni kolunun altına çekerken Mert'in bakışları yumuşadı.
"İyi gidin. Ama geç kalmayın sakın."
"Tamam Bay Diktatör." Feda söylemiyle birlikte beni evden çıkarmıştı.
"Gelse ne olacaktı ki?" diye sordu, omzuma düşen elini kavrarken. Boşta olan kolumu Feda'nın beline yerleştirip ona biraz daha sokuldum.
"Gelemez çünkü sürpriz."
Yüzümü omzunun üzerinden yüzüne doğru kaldırdım. Suratında mimik bile oynamıyordu.
"Ne sürprizi akşam akşam? Feda zaten canım burnumda. Yorma beni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu'nun Gökyüzünde
RomanceTAMAMLANDI. +18 sahneler içerir. Uyarıldınız. Üzerime doğru koşarken kaç ömrü arkasında bırakmıştır? Sorgulamaktan korktum. Peki ben aşkımızdan kaç baharı alıp gidiyordum? Bunu da sorgulamaktan korktum. Aramızda dört metre ya kaldı ya kalmadı. Hesap...