Kendimi biraz olsun toparladığımda arabaya binerek Feda'dan malikaneye doğru devam etmesini rica ettim. O katil aile Doğu'yu çaresiz bırakacak bir şey yapmıştı. Adım kadar emindim. Malikaneye geldiğimde korumalar girişime engel olmadı ve dev ahşap kapıyı yumruk yağmuruna tuttum. Zeynep kapıyı açtığında onu ittirerek içeriye girdim. Salona ulaştığımda küçük bir alkış sesi eşliğinde bir adet gelin ve damat tebrik ediliyordu. Faruk ve Mine kişisi beni gördüğüne oldukça memnun görünüyordu. Gözümü tekrar gelin ve damada çevirdim. Şaka mıydı bu?
Doğu'ya doğru hızla yürüyerek göğsüne sert bir yumruk indirdim.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" Sesim tüm salonda yankılandı.
Emma'nın elini tutup geriye doğru çekildi.
"Biz evlendik Nisan." Doğu'nun söylemiyle birlikte Emma elindeki defteri burnuma soktu. Defteri hızla alıp içine baktım. Doğruydu.
Aile cüzdanını Doğu'nun suratına fırlatarak bağırdım.
"Nasıl yaparsın Doğu! Nasıl benimle evleneceğin gün bir başkasına evet dersin?"
Gözlerimden bir damla bile gözyaşı akmadı. Sadece öfkeliydim, kırgındım, yorgundum.
"Evlendim işte uzatma. Hadi çık git!"
Eliyle bana kapıyı gösterdiğinde yaşadığım şoku tarif bile edemezdim. Ellerine asılarak ellerini avuçlarımın arasına aldım.
"Yapma Doğu. Biliyorum seni zorladılar. Biliyorum çaresiz bıraktılar. Ama ne olur hadi gel gidelim. Daha fazla devam etme bu oyuna. Hadi."
Onu çekiştirmeye çalıştığımda ellerimden kurtuldu ve Emma'yı kolunun altına çekti.
"Bir yere gitmem gerekiyorsa da karımla gideceğim." dedi. Karım dediğinde içimde savrulan kırıklar kalbime çarpıp çarpıp tuzla buz oldular.
Ellerimle saçlarımı sertçe kavrayıp bırakırken alnımdaki tacı çekip Doğu'nun ayaklarının dibine fırlattım.
"Beni mi koruyorsun? Eğer öyleyse benim korunmaya ihtiyacım yok Doğu. Benim sadece sana ihtiyacım var. Gelme bu katil ailenin oyununa!" Elimle annesini ve babasını gösterdim.
Derin bir nefes çekerek gözlerini hızla yumup açtı.
"Aileme katil diyemezsin. Çık git şu evden Nisan!"
"Doğu eğer şimdi benimle gelmezsen bunu her ne yüzünden yapıyorsan yap seni asla affetmem. Duydun mu? Affetmem!"
Doğu arkamda bir noktaya bakarak konuştu.
"Feda al götür şunu gözümün önünden."
Bakışlarını tekrar bana yöneltti.
"Balayımıza yetişemeyeceğiz bunun yüzünden"
Emma'nın saçlarına bir öpücük bıraktığında midem bulanmıştı. Daha bu sabah tenimde gezen öpücüklerini bir başka kadına nasıl bu kadar rahat sunabilirdi?
"Biliyor musun sen korkağın tekisin!" diye gürledim.
İşaret parmağımla göğsünden ittirerek yeniden bağırdım ve arkamı dönerek çıkışa doğru yöneldim.
"Seni asla affetmeyeceğim Doğu Yücesoy!"
"İsabet olur." Arkamdan bağırarak söylediği bu cümlede hiçbir duygu yoktu. Sesi dümdüzdü.
Feda'nın seslenişlerini umursamadan bahçe kapısından dışarıya çıktım ve sokak boyunca eteklerimi kavrayarak koştum.
Ağlama Niso! Sakın ağlama! O tercihini yaptı. O pisliklerin oyununa katılmayı tercih etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu'nun Gökyüzünde
RomanceTAMAMLANDI. +18 sahneler içerir. Uyarıldınız. Üzerime doğru koşarken kaç ömrü arkasında bırakmıştır? Sorgulamaktan korktum. Peki ben aşkımızdan kaç baharı alıp gidiyordum? Bunu da sorgulamaktan korktum. Aramızda dört metre ya kaldı ya kalmadı. Hesap...