32. Bölüm

25K 2.4K 3.9K
                                    

Merhaba, şimdiden herkesin yeni kutlu olsun. Umarım, başımızdaki küresel sağlık krizinden kurtulacağımız bir yıl olur. 🙏🏻❤️

Bölüm Şarkımız;
*Cem Adrian - Ben Seni Çok Sevdim.*

Bölümü cemzemuss 'a hediye ediyorum. Yorumlarını severek hatta bayılarak okuyorum. Ayrıca bir sürü insana hikayeyi tavsiye edip, çok güzel insanların aramıza katılmasına da vesile oldun 🥰 Bu ince davranışın için de ayrıca teşekkür ederim 🙏🏻

Oy sınırımız 620

Yorumlara sınır koymuyorum ama ne kadar yorum, o kadar şevkle yazan bir yazar 😻

Keyifli okumalar.

Barış'tan...

1 Aralık
23.40, İstanbul

''Viski bardağıyla rom versene.'' diyerek tezgahın üzerinde duran minik tekila bardağını barmene uzatıp, elimi ağrıyan alnıma yaslayarak sertçe ovuşturdum.

''Abi ağır gelmesin?''

Başımı geriye yatırarak kızarmış gözlerimi, işini yapmak yerine sağlık bekçiliğine soyunan barmene diktim yavaş hareketlerle. Gebermek için yer arayan birine hangi içki ağır gelebilirdi ki?

''Tamam ben uyarmış olayım da.'' dedi ve dediğim gibi viski bardağına doldurduğu romun içine buz parçası atarak bana uzattı.

Uzattığı bardağı hızla başıma dikip, boşalan bardağı önüne itelediğimde hayretle sırıttı.

''İyi içen gördüm ama sen başka bir şeysin.'' dedi başını sallayarak takdir ve şaşkınlık arasında kalan bir sesle.

Beynimde yarışan sesler, yüreğimde kol gezen sancı öylesine fazlaydı ki adamın ettiği her kelime bir matkap gibi zihnimin derinliklerine sızıyor, tahammül sınırımı zorluyordu.

''İlk iş deneyimin galiba.'' dedim saniyeler önce mideme yuvarlanan içkinin göğsümü dolduran yakıcı hissiyle biraz daha gevşeyerek. ''Ama,'' diyerek yalpalayan dilime aldırmadan devam ettiğimde gözleri pür dikkat yüzüme kilitlenmişti. ''Bu çeneyle burada fazla barınamazsın aslan!''

''Neyse ki benim gibi bir referansı var.''

Sesin sahibi, bu mekanda bana ayrılan sürenin sonuna geldiğimin kanıtı olurken iç çektim bezginlikle. Başımı yanıma oturarak elimi omzuma yaslayan kızıl saçlı kadına çevirdim ağır ağır. Kırmızıya boyalı dolgun dudakları, iri iri parıldayan kehribar rengi gözleriyle beni süzüyordu.

''Bana da Barış'ın içkisinden verir misin?'' diyerek gözlerini benden ayırmadan siparişini verdi barmene ve derin göğüs dekoltesini fark edebilmem adına biraz daha yaklaştı. ''Hadi ama ismini bile birkaç ayda ancak öğrenebildim, etkileşime ne zaman geçebileceğiz? Zor adamı oynamaktan hiç vazgeçmeyecek misin?''

Burnuma dolan ağır vanilya kokusu midemi bulandırıyordu.

Yüzümü buruşturarak başımı önüme çevirip cebimden çıkardığım parayı tezgahın üzerine bıraktım ve ceketimi alıp bar taburesinden kalktım hızla. Zira kadının ısrarcılığı tahammül sınırımı geçmekle birlikte yoğun öfkeyi de beraberinde getiriyordu.

''Kaçma hemen.'' diyerek kolumdan tuttuğunda, kolumu hızla geri çekerek zayıf tutuşunu sonlandırıp kaşlarımı çattım artık dışarı fışkıran öfkemle.

Beyaz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin