13.Bölüm

36.1K 2.7K 1.8K
                                    

Merhaba, nasılsınız? Sizleri çok özledim, kısacık zamanda alışmışım size valla 💚🙈

Oy verip yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. Emeğe saygınız öyle güzel ki, umarım sizler de hayatınızın her alanında emek verdiğiniz şeylerin karşılığını alırsınız. Çok teşekkürler. 🙏🏻

Keyifli okumalar, yıldıza basmayı unutmayalım lütfen. ⭐️💚

Kalbim dur durak bilmeden Barış'a doğru koşuyordu ve ben bu hıza yetişememekten endişe ediyordum. O'nunla kalmamı istemesi, içimde garip bir huzursuzluk yaratmıştı ve bu huzursuzluğun kaynağı asla Barış'a güvenmemem değildi. O, benim istemediğim hiçbir şeyi yapmazdı ve ben kendimden daha çok Barış'a güveniyordum... Yalnızca, bir şeyleri sindirmeye ihtiyacım vardı. ''Ben,'' dedim, çekimser ve kısık çıkan sesimle. Barış'ın istekli bakışları ciddiyete doğru hızla yol alırken, benden birkaç adım uzaklaştı.

''Hayır, hayır.'' dedi, yanlış anlaşıldığını düşünerek. ''Ben sadece, seninle biraz daha vakit geçirmek istediğim için bunu sordum.''

''Barış.''

Aslında düşündüğü gibi algılamamıştım, ama yüzüm nasıl bir hal aldıysa Barış, kendisini açıklama mecburiyetinde hissetmişti. ''Benimle kalır mısın, derken ben salonda yatacaktım sen de benim odamda.'' Dudaklarını yalayıp nefes almadan devam etti, gözlerini gözlerimden çekmeden. ''Çarşafları da bu sabah değiştirmiştim, yani eğer rah-''

''Barış,'' dedim, lütfen nefes al dercesine, gözlerimi irice açarak güldüm sonra da. ''Sakin ol, kendini açıklamak zorunda değilsin. Hem ben, sana güvenmesem şu anda biz bazı şeyleri yaşamış olmazdık.''

Gerilen çenesi gevşerken, gülümsemeye çalıştı ancak yüzünde kaygının izlerine rahatlamak hala daha mümkündü. Gece siyahı gözlerinden anlamlandırmakta zorlandığım bir ifade geçerken, zorlukla yutkundu. ''Bana güveniyor musun gerçekten?''

Bunu sorması bile benim için öylesine gereksizdi ki, gözlerimi devirdim istemsizce. Henüz ilk baş başa yemeğimizde evine gittiğim ve birkaç gün sonrasında da öpüştüğüm bir adama, güvenimi daha nasıl gösterebilirdim ki?

''Bana inanmıyor musun?'' diye sordum, yüzüm düşerken. Çatılan kaşları bunu sormamla hızla gerilerken başını iki yana salladı ve bana doğru bir adım attı.

''Sana tabii ki de inanıyorum,'' diyerek parmak uçlarını nazikçe saçlarımda dolaştırdı. ''Yalnızca...'' Gözlerini kapatıp birkaç saniye bekledi ve gözlerini tekrar araladığında söyleyeceği şeyden vazgeçmişti. ''Bu benimle ilgili bir şey, takılma olur mu?'' diye sordu.

Başımı aşağı yukarı salladım yavaşça ve parmaklarının yumuşak teması da saçlarımdan yavaşça uzaklaştı.

''Hadi seni eve bırakayım.'' dedi ve arabasına doğru yürüdü. Moralinin bozulduğu çok açıktı ama şu an nasıl davranmam gerektiği konusunda pek bir fikrim yoktu. O'nu takip ettim, yalnızca.

Yaklaşık yirmi dakika süren yol boyunca, birkaç cümle dışında konuşmamıştık. Bu konuyu o da uzatmak istemiyor olmalıydı ki, üzerine tek bir kelime bile etmemişti. Neşeli görünmeye çalışıyordu ama yine de tam anlamıyla başaramıyordu. Arabası evimin olduğu sokağa girerek birkaç saniye sonra durduğunda, yüzümü ona çevirdim. Ellerini sıkıca kavradığı direksiyondan ayırmadan, bana döndü o da ve dudaklarına samimi bir gülümseme kondurdu.

''İyi geceler, sevgilim.'' dedi, ancak daha çok bir arkadaşı ile vedalaşır gibiydi. Bana mesafeli davransın istemiyordum, ama o benim bu mesafeye ihtiyacım olduğunu düşünüyordu muhtemelen.

Beyaz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin