Merhabalar, herkese 🌸
Önceki bölümlere oy vermeyenler, dönüp o bölümlere oy verebilirler mi acaba? Verilen oylar bir hikayenin büyümesi için oldukça önemliymiş 🙈
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ❤️
Oy verip yorum yapanları Barış öpsün asgsgsgfh
Keyifli okumalar 💚
Gözlerim gözlerinde ne kadar süre tutsak kaldı bilmiyordum, bildiğim tek şey bana gözlerinin içi gülerek bakan bu adama dilediğini vermeyi istediğimdi. Benden onun için şarkı söylememi istemişti, şarkı söylerken sesimin nasıl çıktığını mı merak ediyordu? Yoksa aklına öylesine mi gelmişti? Yutkundum ve kuruyan dudaklarımda hızla dilimi gezdirdim, başımı yere eğmeyi başararak. Evet, bu bir başarıydı çünkü gözlerimi gözlerinden zorlukla ayırabilmiştim.
Dudaklarım, isteğini kabul ettiğimi söylemek için aralanmak üzereyken, Burak öne doğru eğilerek kaşlarını havaya kaldırdı ve Barış'a baktı.
''Senin için?'' dedi, sorgulayıcı ve bir o kadar da tehditkâr, rahatsız edici bir sesle.
Barış bende takılı kalan bakışlarını yavaş ve hoşnutsuz bir ifade ile Burak'a kaydırdı.
''Evet, benim için.'' diyerek dudaklarını dişledi kendinden oldukça emin bir ifadeyle. ''Seni ilgilendiren bir durum göremiyorum ben ortada. Zira Leyla hanımın ismi bana çıktı, ben de neyi seçeceğini sordum ve Leyla hanım da cesaret dedi. Ben de benim için şarkı söylemesini istiyorum!''
Bakışları Burak'ın yanındaki bana çevrildi, tekrar. ''Eğer bir tepki verilecekse bunu sen değil, Leyla hanım verir!'' diyerek tek kaşını kaldırıp Burak'a döndü, meydan okurcasına.
''Aynen Burak, salça olma!'' diyerek Barış'a destek çıktı, Rüya.
Buraksa, bu durumu tartışmaya çevirmek için bileniyordu ve Barış da bu kez alttan almayacak gibiydi. Burak, sinirle alt dudağını dişleri arasını kıstırdı, öfkeyle gerilen boynunu sağa sola yatırdı. Dürüst olmam gerekirse, Barış'ın bu isteği beni de şaşırtmıştı. Özellikle, onun için söylememi istemesi ne anlama geliyordu? Sanırım, buna bir yanıt aramakla vakit kaybetmemeliydim. Çünkü kendimi yeniden bir tartışmanın ortasında bulmak, istemiyordum.
''Tamam,'' dedim, Burak'ın kolunu sıvazlayarak sakin kalmasını sağlamaya çalıştım. ''Kamptayız, ateş başında toplanmışız bu ortamda şarkı söylemek benim de hoşuma gider.''
Sesimi neşeli çıkarmaya özellikle dikkat etmiştim. Söylediklerimle Burak'ın gerginliği azalırken, başımı Barış'a çevirdim. Bakışlarımı ona çevirdiğimi anlayarak bana bakıp dudaklarında beliren sıcak bir tebessümü paylaştı benimle. Ben de tebessüm ettim.
''Kemanımı getirmiştim, hemen alıp geliyorum. Bekleyin beni!'' dedi Rüya, ellerini sevinçle çırparak ayağa fırlamadan önce.
''Harika olur.'' diyerek başımı salladım.
Muhteşem bir sese sahip değildim, ancak şarkı söylemeyi seviyordum. Genelde kendi kendime ya da Rüya ve Burak ile beraberken söylerdim ama şimdi topluluk önünde söyleyecek olmak nedense germemişti beni, belki bunu daha önceden düşünmüş olsaydım gerilebilir hatta çekinebilirdim bile.
''Teşekkür ederim,'' diyen Barış'ın sesi ile başımı kaldırdım ve tekrar göz göze geldik. Bana, en sevdiği sanatçının sergisine giden bir sanatseverin, o sergideki eserleri incelerkenki hayranlığıyla bakıyordu sanki. Kısacık bir andı belki, ama ben kendimi ilk defa bir sanat eseri gibi hissetmiştim. Kalp atışlarımın hızlandığını hissederek farklı bir yere bakmaya çabaladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Gece
RomanceGörevini aşk ile perdeleyen bir adam ve o aşka yalnızca yüreğiyle kanat çırpan bir kadın. *** "Gözlerin dünyanın en güzel, en ihtişamlı masalını anlatıyor ve ben o masalda bana yer olmamasından deli gibi korkuyorum...'' dedi sarhoşluğuna rağmen keli...