29. Bölüm

25.6K 2.3K 4.8K
                                    

Merhaba 💚

Bölüm şarkımız;
*Çağan Şengül & Yasin Mir - Seni Kaybettim*

Bölümü şarkımızı da tavsiye eden SeldaHelvacBalc 'ya hediye ediyorum. Her bölüm bizimle olduğun için teşekkür ederim, kocaman sevgiler ❤️

Bölüm için oy sınırımız 430.
Tabii bol bol yorum da istiyorum 🙈

Keyifli okumalar

Derealizasyon.

Çevredeki canlı veya cansız tüm nesnelerden kopma veya onlara yabancılaşma durumu. Aylar öncesinde bir kitapta okuduğum bu olguyu bizzat deneyimliyordum şimdi. Çevremdeki koşuşturmayı Leyla olarak değil, hiç kimse olarak öylece izliyordum. Silik, şeffaf ve görünmez bir beden gibi. Burada yokmuşum gibi...

Hiç olmamayı dilerdim zaten...

Halbuki buradaydım, aşık olduğum adamın üvey babamın kollarına geçirdiği parlak kelepçeyi görüyordum. Tıpkı annemin hıçkırarak ağlarken Haldun amcaya ulaşmaya çalıştığını gördüğüm gibi.

Ama annem Haldun amcaya ulaşamadı! Barış'ın yanına gelen birkaç polis memuru Haldun amcayı aralarına alarak kalabalığı yardılar ve yalının çıkışına ilerlediler. Bense yalnızca gözlerimle takip edebildim onları. O anlarda birkaç saniyeliğine Kuzey ile kesişti gözlerimiz. Tıpkı benim gibi afallamış suratı, aralık duran ağzı ile olan biteni izliyordu. Gözleri daha birkaç dakika önce ağırladığı keyifli ışıltıdan hayli uzaklaşmış, ıssız bir hayrete kapılmış görünüyordu sanki.

Ayırt edemiyordum.

''Leyla iyi misin?'' diyerek beni Levent'in kolları arasından çeken Burak, omuzlarımı sıvazlayarak yaklaşıp alnıma bastırdı dudaklarını. ''Konuşacağız, anlatacağım her şeyi.'' dedi mahçubiyet esaretinin altına girmiş ve bu sebeple kısılmış sesiyle...

Ana dilimi konuşuyordu fakat, ben onu anlamıyordum. Sanki ona değil de koca bir boşluğa bakıyordum.

Ardından bir başkası, Burak'ın kollarından beni hızla kendisine çekip alarak sıkıca sarıldı bana. Bedenimi saran kolların hemen ardından yağmurdan sonraki ıslak toprak kokusuyla doldu ciğerlerim. Kıpırdayamadım...

Barış Bayrak'ın kokusu huzur vermedi bu kez, aksine iyice harladı içimde tutuşan yangını...

Ah, pardon... Barış ERASLAN!

''Açıklayamadığım her şeyi anlatacağım sana.'' dedi aceleyle yüzümü avuçları arasına alıp yanaklarımı okşarken. Gözleri, yüzümde akıl almaz bir hızla dolaşıyor ona bir şey söylememi bekliyordu. "Leyla, duyuyorsun beni değil mi?''

Duyuyordum fakat anlamıyordum, cevap veremiyordum. Dilim, kalbim gibi donakalmıştı.

''Leyla.'' dedi tekrar nefes nefese... "Lütfen bir şey söyle."

Şok ile büsbütün istila edilmiştim. Düşünemiyordum. Hallaç pamuğuna dönen zihnim, şimdi bomboş bir levhadan farksızdı.

''Barış başkomiserim, Melih amir sorgu için hemen merkeze geçmenizi söyledi.'' dedi tanımadığım bir ses... Etraftaki polislerden biri olmalıydı. Ardından da sesindeki saygıyı eksiltmeden ekledi. ''Burak ve Levent komiserlerim, sizi de beklediğini iletmemi istedi.''

Duyduklarının ardından Burak dudakları arasından sert bir küfür savururken, Barış bir kez daha sarıldı bana.

"Beni bekle.'' diye fısıldadı kulağıma.

Beyaz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin