Merhaba,
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin ❤️
Bolca sevgiler, keyifli okumalar 🌸
Vücuduma milyonlarca iğne saplanmış ve acıdan uyuşmuşum gibi hissediyordum. Yutkunmak istedim ama başaramadım, nefes almayı bile beceremiyordum sanki. Ensemden sırtıma süzülen bir damla ter ile birlikte titreyen elimdeki fotoğrafı sıkıca tutmaya çalıştım.
''İyi misin, yavrum?'' diyen yaşlı kadının sesi çok uzaktan geliyordu ya da kulaklarımdaki uğultu buna neden olmuştu, bilmiyordum.
Bildiğim tek şey en son babamın ölüm haberini aldığımda böyle hissettiğimdi. Kalbimin tam üzerine oturan koca bir çaresizlik...
''Bu b-bende kalabilir mi?'' dedim, çatallaşan sesimle. Gözümden bir damla yaş yuvarlanarak yanaklarımdan çeneme aktı. ''Sonra geri getiririm.''
Halime üzülmüş, kederli gözlerle bana bakıyordu.
''Ah yavrum, tabii ki. Hatta sende kalsın.'' dedi. Dudakları bir şeyler söylemek için aralandı ancak yüzümü tekrar inceleyerek vazgeçti. Kırışmış elleriyle yüzümü avuçladı, alnıma dökülen birkaç tutam saçı kulaklarımın ardına sıkıştırdı.
''Su ister misin güzelim?'' dedi. Başımı salladım iki yana.
''Teşekkürler.'' diyerek yavaşça kalktım oturduğum banktan.
Etraf bulanıklaşmış, seslerse uğultudan farksız bir hal almıştı. Dönen başımla beraber boğazımdaki koca yumru ile baş etmeye çalıştım, olmadı. Acım dinmedi. Babamın bu ilişki yüzünden intihar etmiş olması düşüncesi, kalbimin üzerinde tepindi durdu. O tepindikçe ben nefes alamadım. Annemin bana, bize bunu yapmamış olması için Allah'a yalvarmak istedim. Ancak aklımdan geçenleri bir cümle olarak dile dökemedim, sesli söyleyemedim.
''Allah'ım nolur, Allah'ım nolur...'' dedim, tüm kalbimle... Bildiğim tüm kelimeler yalnızca bunlardan ibaretmişçesine.
Ruhumda ve bedenimde meydana gelen şiddetli depremlere rağmen bir taksiye atlamayı becerebildim. Annemin ev adresini söyledim, yarım yamalak. Yol boyunca bir elim kalbimin üzerinde, diğeri o fotoğrafta dua ettim Allah'a. Nolur Allah'ım...
Kalbim, annemin yalısına yaklaştıkça göğsüme daha hızlı vurarak, atışlarını boğazımda hissetmeme sebep oluyordu. Ruhum, ellerim, bacaklarım her yerim müthiş bir korkuyla titriyordu. Dilimde ise o iki kelime bilmem kaçıncı kez başa sarıyordu. Allah'ım nolur...
''Geldik abla,'' dedi, orta yaşlı taksici.
Çantamdan çıkardığım parayı ona uzatarak, hızla indim taksiden.
''Abla bu para fazla.''
Arkamdan bağıran taksiciyi duymazdan gelerek yalının bahçe kapısını çaldım. Kalp atışlarım, boğazımdan kulaklarıma tırmanmıştı sanki ve ensemde bir alev topu varmışçasına berbat hissediyordum.
Korumalardan biri kapıyı araladığında hiçbir şey demeden yalıya koştum. Dilim damağım kurumuş, kaskatı kesilmiş bir şekilde yalıdan içeri girdiğimde Yasemin teyze gördü beni.
''Leyla hanım, hoş gel-geldiniz.'' dedi, dağılmış halim dışarıdan muhakkak görünüyor olmalıydı ki, şaşkınlığı hem sesine hem de bakışlarına yansımıştı.
''Annem nerede?'' diye, sordum nefes nefese.
''Yukarıda, salonda.''
Elimdeki fotoğrafı daha da sıktım, tırnaklarımın acısını önemsemeden ve merdivenleri hızla tırmandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Gece
RomansaGörevini aşk ile perdeleyen bir adam ve o aşka yalnızca yüreğiyle kanat çırpan bir kadın. *** "Gözlerin dünyanın en güzel, en ihtişamlı masalını anlatıyor ve ben o masalda bana yer olmamasından deli gibi korkuyorum...'' dedi sarhoşluğuna rağmen keli...