9.Bölüm

38.2K 3.3K 1.8K
                                    

Merhaba, bölümü yayınlayıp yanlışlıkla sildim geçen gün ve elimde de yedeği yoktu. Tekrar yazdım ben de ama aşırı kötü bir durummuş 😔

Oy ve yorumlarınız bana yazma motivasyonu sağladığı gibi hikayenin tanımasına da katkıda bulunuyor.

Bu bölüme ve önceki bölümlere oy vermeyi unutmayın lütfen. 🙏🏻 Sizleri seviyorum, desteğiniz çok güzel.

Bölümün tamamı Barış ve Leyla'dan oluşuyor. Umarım seversiniz ❤️

Keyifli okumalar. ❤️

Başımdan aşağı dökülen kaynar sular ile beraber, buharlaşıp buradan yok olmak istedim. Sesin sahibinin topuklu ayakkabılarının zeminde oluşturduğu tok ses gittikçe yaklaşırken, boğazımdaki düğüme rağmen yutkunarak başımı kaldırıp Barış'a baktım. Ciddiyete bürünmüş yüzü ve kısılmış gözleri ile içeri girecek kişiyi beklercesine kapıya bakıyordu. Tüm benliğimi, saran şok ve öfke ile ben de bakışlarımı onun baktığı yere, salonun kapısına kaydırdım.

Birkaç saniye sonra omzunun biraz altında biten siyah kıvırcık saçları, mavi gözleri ve oldukça beyaz olan teniyle çok güzel bir kadın gülümseyerek içeri girdi. Barış ile bakışları kesiştiğinde gülümsemesi katlanarak artarken hemen ardındaki beni fark etmesiyle gülüşü, yarım bir tebessüme dönüştü.

''Ezgi!'' dedi Barış, gergin çıkan sesiyle ortamdaki sessizliği böldü ve kıza doğru yaklaştı. Barış'ın kendisine yaklaşmasıyla kız dudaklarını birbirine bastırıp, bakışlarını Barış'ta kilitledi ve sertçe yutkundu. Giydiği yüksek topuklu ayakkabılara rağmen Barış'ın omuzlarına ancak gelebiliyordu.

''Özür dilerim misafirin olduğunu tahmin etmemiştim.'' diyerek gökyüzü mavisi bakışlarını bana kaydırdı tekrar ve gülümsedi. ''Hoş geldiniz, Ezgi ben.''

Uzaktan el sallayarak bana göz kırptı.

''Leyla,'' dedim, ben de afallamışçasına gözlerimi kırpıştırarak. İçimdeki huzursuzluk hala yerli yerindeydi ve asla iyi hissetmiyordum.

Adının Ezgi olduğunu öğrendiğim kız, bakışlarını Barış'a çevirmeden önce beni dikkatlice inceledi. Bakışları karşısında başımı çevirip rahatsız olmuşçasına, başka bir yere baksam da birkaç saniye daha ısrarcı bakışlarının ağırlığını üzerimde hissettim.

''Ezgi.'' dedi tekrar Barış'ın sert çıkan sesi.

Barış'ın sesi ile başımı kaldırdığımda Ezgi ile tekrar göz göze geldik. İnce dudakları yavaşça yukarı kıvrılırken gözlerini devirerek Barış'a döndü ve neşeyle sırıttı.

''Efendim, abiciğiiim?'' dedi, abiciğim kısmını uzatarak. ''Taksime kadar gelmişim, abime uğramasa mıydım?'' Omuz silkip gözlerini belertti.

Barış'ın bir kardeşi mi vardı? Gerginleşen bedenim bir kuş kadar hafiflese de mutlu olamadım. Onu tanımıyordum, bir kardeşi olduğunu dahi bilmiyordum ve hayatına dair bildiğim şeyler oldukça kısıtlıydı. Bu farkındalık beni üzmüştü.

''Tamam,'' dedi Barış katı bir sesle ve kızın kolunu tuttu. ''Beni gördüğüne göre artık gidebilirsin?''

''Ama aşkım, abiciğim.'' dedi çocuklaştırdığı sesiyle, ancak bu Barış'ı durdurmaya yetmemiş ve tabiri caizse kızı kolundan sürükleyerek salondan çıkarmıştı.

Kardeşine bu kadar katı davranmasına anlam verememiş ve arkalarından bakakalmıştım.

''Görüşürüz Leyla'cığım.'' diye bağıran kızın sesi kapı dışarı edilmeden önce ondan duyduğum son şeydi.

Beyaz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin