57. Bölüm

32K 2.5K 2K
                                    

Merhaba 💚

Ülkenin belli kısımlarında çıkan(!) yangınlar dolayısıyla moralim çok bozuk. Ülke gündemini takip etmek genelde işkence gibiyken şimdilerde ekstra sabır ve direnç istiyor. Yangınlardan etkilenenler veya yakınları etkilenmiş olanlar başta olmak üzere hepimize geçmiş olsun. Umut ve sabır dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden ne yazık ki...

Bu bölümü retrodesen Melody_7Angel ve usaamee 'ye armağan ediyorum. Güzel eşliğiniz için teşekkür ederim 🙏🏻❤️

Keyifli okumalar 🌸

"Le-Leyla," diyerek elimi tutan Barış'ın Deniz'den güçlükle koparak bana çevrilen inanamaz bakışlarına gözlerim dolu dolu gülümsedim. "Bana dedi değil mi? Baba dedi bana, sonra da gel dedi..."

Onay arayan ve tatlı bir telaşla bana bakan gözlerini Deniz'e kaydırdı ve söylediklerine bir cevap vermemi beklemeden yataktaki Deniz'in yanına koşarak coşkuyla, şen kahkahalar atarak kucağına aldı oğlumuzu. Ona az önce gel gel yapan eline, avuç içine, yanaklarına ve alnına dudaklarını defalarca bastırırken, Deniz'e sımsıkı sarılmayı da ihmal etmiyor, gizleyemediği yoğun ve çocuksu mutluluğuyla kahkahalar atmaya devam ediyordu. Deniz ise bir yandan esniyor bir yandan da babasının mutluluğuna şaşkın şaşkın gülümsüyordu.

"Babam, aslan Deniz'im." diye mırıldanıp, oğlumuzun kokusunu içine çekerken sesi titrer gibi olsa da yeniden güçlü bir kahkaha atarak kucağındaki Deniz ile bana döndü. "Leyla'm oğlumuz bana baba dedi." derken gözlerine oturan ispat isteği ile gülümseyerek onlara doğru adımladım.

Ağladığımı da o an fark ettim zaten. Yanaklarıma süzülen mutluluk yaşlarını ellerimin tersiyle silerek, artık tam anlamıyla ferahlayan kalbimin iki sahibinin yanında durdum. Önce Deniz'i öptüm babasını ıstırap içinden çekip almasından ötürü ona duyduğum sevgi dolu minnetle. Ardından da kucağındaki oğlumuzla heyecandan yerinde duramayan Barış'ın yanağına bastırdım dudaklarımı. Barış da anında diğer koluyla beni sardı ve başım omzuna yaslanırken saçlarıma bastırdı dudaklarını.

"İyi ki ölmemişim, ömrümce böyle bir mutluluk tatmamışım ben meğerse." diyen Barış'a sarılarak kokusunu şükredercesine içime çektim uzun uzun.

Diğer elim de Deniz'in sırtına yaslanırken "Başka türlüsü mümkün değildi." diye fısıldadım o kötü ihtimali hatırlamak bile istemezken.

"Babbaaam."

Deniz'in bu kez, babasından öğrendiği gibi sahiplik ekiyle söylediği o sihirli kelime, Barış'ı mest ederken aldığı soluklar yetmiyormuş gibi iç çekti ve heyecanla yutkunarak Deniz'e döndü.

"Babam." dedi şükran dolu bir fısıltıyla ve eğilip minik burnunu ardından da alnını öptü. "Canımın en içi! Baba sana hayran Deniz'im, baba sana feda..."

Parıldayan dikkatli gözleri ve minik dudaklarına konan içten tebessümüyle babasını dinleyen Deniz, cümleleri anlamasa da babasının onu ne kadar çok sevdiğini anlamışa benziyordu. Zira başını huzurla babasının omzuna gömerek avuç içini öpmesi için Barış'a uzatmıştı bile. Sevgisini oğlumuzun avuç içine mühürlemek istercesine kendisine uzanan minik avcu uzun uzun öpen Barış, Deniz'in esnemesiyle kolunu benden uzaklaştırarak Deniz'in sırtına yasladı.

"Uykusu geldi annesi, sırtını sıvazlayayım da uyusun." diyerek bana açıklama yaparken yatağa doğru iki adım atarak dikkatlice yastığın yanına oturdu. "Sen de gel." dedi gülen gözleri ve çenesiyle hemen yanını işaret ederek.

Beyaz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin