Merhaba 💚
Baktım bölüm bitti, yayınlayayım dedim ben de. Çok tatlıyım di miiiii? 😂
Bölüme geçmeden, dilimde tüy biten bir mevzuya değineceğim tekrar. Neden bazı okurlar görünmez olmayı tercih ediyor oy verme ve yorum yapma konusunda? Hadi yorum yapmayı bir nebze anlıyorum da emek verilip yazılmış bir şeyi okuyup da karşılığında yalnızca oy vermek çok mu zor? Okuyup oy vermeyenlerin vicdanına kalmış gerisi artık 🙆🏻♀️
Bu bölüm, yorumlarıyla eğlendiğim hatta çoğu zaman kahkaha attığım ve desteğini her zaman hissettiğim eysanstark a gidiyor. Teşekkür ederim Elif, ilk anlardan beri hep buralardaydın. 🥰🙏🏻
Oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen, keyifli okumalar. ✨
Gidişinin ardından dizlerimin üzerine çöküp öylece oturdum, dakikalarca belki de saatlerce. Zamanın gerisinde sıkışıp kalmıştım, dakikalar geçiyor ben Barış'ın gittiği anda debelenip duruyordum. Algılayamıyordum, bitirişini zihnim kabul etmiyor, kalbimse sızım sızım sızlıyordu. Bitirelim, zaten hızlı başlayan bir ilişkiydi bizimkisi. Böyle demişti, sevmeye doyamamaktan korktuğum adam.
Onu bu kadar mı kırmıştım? Peki kırılan o ise ben neden paramparça hissediyordum?Zaten hızlı başlayan bir ilişkiydi bizimkisi. Bitirelim. Aklımın her bir köşesini talan etmek istercesine beynimde hüküm sürüyordu bu kelimeler. Gözlerimse, bu acımasız istilaya Barış'ın çekip gittiği kapıdan ayrılmayarak eşlik ediyordu. Belki döner ihtimaline tutunuyor olmalıydım, ancak her geçen saniye bu ihtimal de benden hızla uzaklaşıyordu.
Onu yargıladığımı ve yalnızca iyi yönleriyle kabul ettiğimi söylemişti. Sahiden böyle düşünmesine mi neden olmuştum? Belki de haklıydı, onu kendi doğrularımla şekillendirmeye çalışmış hatta öyle olduğunu düşünmüştüm. Barış zihnimdeki doğruluk timsali adam değildi; bunu bugün hem Kuzey'e vurarak göstermiş hem de bizzat kendisi ifade etmişti. Kuzey'e vurması doğru değildi, Barış haklı olsa dahi doğru değildi. Şiddet virüs gibiydi, görmezden gelinip kabul edilirse hayatın her alanına yayılırdı. Anneme tecavüz eden babam, öğretmişti bunu bana. Öğretilen olgu her ne kadar doğruysa öğreten kişinin bununla çelişmesi bir o kadar riya doluydu. Riyakâr babam, şiddetin normalleşmemesi için de şiddetten ve şiddet uygulayan kişilerden kati suretle geri durmamı da tembihlemişti.
Böyle büyümüştüm ben.
İçselleştirdiğim öğretiler, Barış'a yargılandığını ve yalnızca iyi yönleriyle kabul gördüğünü hissettirmişti bugün. Ancak yanılıyordu, onu yalnızca iyi yönleriyle kabul etseydim bitirelim lafı ilk benim ağzımdan çıkardı. Halbuki öyle olmamıştı, Barış hızlı başladığına kanaat getirdiği ilişkimizi bizzat kendisi bitirmişti. Bana da yalnızca bunu onaylamak kalmıştı.
Onaylamayabilirdim, sorgulayabilirdim ya da sakinleşip konuşmayı teklif edebilirdim. Eğer bir kez dönüp gözlerime baksaydı, yemin ederim yapardım. Ama o aldığı karardan dönmek istemiyor olmalıydı ki bir kez olsun gözlerime bakmadı. Onu suçlamıyordum, kırılmasına hatta böyle hissetmesine ben neden olmuştum. Fakat, böylesine kolay bitirebilmesinin acımasız bir el olup kalbimi hunharca hırpalamasını engelleyemiyordum.
Canım yanıyordu. Evet, iki kelimeden oluşan süssüz ve basit bu minik cümle hislerimin özetiydi. Canım yanıyordu.
Yanaklarımı ıslatan yaşları ellerimle kurulayarak, omuzlarımdan sıyrılan şalı düzelttim. Böyle oturup aptal gibi dönmesini beklememeliydim. Daralan nefesimi tazelemek adına ağlamaktan tıkanan burnumla derin bir soluk çektim içime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Gece
RomanceGörevini aşk ile perdeleyen bir adam ve o aşka yalnızca yüreğiyle kanat çırpan bir kadın. *** "Gözlerin dünyanın en güzel, en ihtişamlı masalını anlatıyor ve ben o masalda bana yer olmamasından deli gibi korkuyorum...'' dedi sarhoşluğuna rağmen keli...