42. Bölüm

23.6K 2.5K 2.4K
                                    

Merhaba 💚

Bölüm şarkımız;
*Kalben - Yara*

Bu bölümü hacercali 'e armağan ediyorum. İyi ki gelmişsin aramıza, yorumlarını da tatlış seni de çok seviyorum. 🙏🏻💚

Oy sınırımız artık stabil 1000.

Yorumlarla eşlik etmeyi unutmayalım lütfen.

Keyifli okumalar 🌸

Barış'ın dudakları arasından dökülenler, kendisi de dahil herkesin derin bir sessizliğe gömülmesine neden olmuştu. Bu sessizlikten nasibini alanlardan biri olarak, bir yandan kafamın içindeki anlamsız gürültüyle boğuşuyor bir yandan da Barış'ın, Melih amirde takılı kalan yüzüne öylece bakıyordum şimdi. Mesleğini bırakmıştı. Bunu tetikleyen şeyin ne olduğunu ise çok iyi biliyordum... Zira dışarıdan sessiz kalsam da zihnimdeki gürültüyü bir şeylere yorabiliyordum. O gece söylediklerim yüzünden istifa ettiğini haykırıyordu içimdeki ses. Şaşkındım ve garip bir şekilde huzursuz da hissediyordum.

''Ne demek oluyor şimdi bu saçmalık?"

Melih amirin gür ve öfkeli sesi, uzayan sessizliği sonlandırırken gözlerimi Barış'tan ayırıp ona çevirdim yavaşça.

Sinirden kıpkırmızı kesilen yüzü, öfkeyle yerinden fırlayacakmışçasına aralanan gözleri ve titreyen dudakları ile pencerenin önünde dikilmekten vazgeçip hızlı adımlarla Barış'a doğru yürümüştü.

''Gizli görevden öyle kafana göre ayrılamayacağını bilmiyor musun sen?'' dedi ve tam Barış'ın karşısında durarak omzuna elinin tersiyle ufak bir fıske savurdu. Bu yaptığı Barış'ın dudaklarındaki sinir bozucu tebessümün hızla büyümesine neden olurken, Melih amir öfkeden deliye dönmüşçesine titreyen ellerini iki yanında yumruk haline getirmişti. ''Barış! Ulan delirtme beni.''

Bağırışının etkisiyle dudakları arasından fırlayan ufak tükürük parçaları Barış'ın siyah kabanına savrulduğunda, Barış tiksinen yüz ifadesiyle elinin tersini kabana yasladı ve silkedi ifadesine eşlik eden umursamazlıkla.

''Ayrıldım, bitti.'' dedi hemen ardından da ve omuz silkip birkaç adım uzaklaştı Melih amirden. ''Ha ama, Barış kapıdan çıkar Ezgi bacadan girer mevzusu asla yaşanmayacak.''

Umursamaz tavrına karşın son söylediği şey fazlasıyla baskın hatta neredeyse reddedilmesi imkansız bir emir gibi dökülmüştü dudaklarından.

''Artık polis bile olmayan bir adam mı karar verecek buna?'' diyerek yanıtladı onu hemen Melih amir, Barış'ın cümlelerini taklit edercesine söylerken kızgınlıktan alnını boncuk boncuk ter damlaları basmıştı.

Başını salladı Barış duyduklarından sonra ve işaret parmağını yukarı doğrultarak çenesini havaya dikti. ''Geçen haftalarda yukarıda konuştuklarımızı hatırlıyor olmalısın. Henüz bunamadığını biliyorum.'' dedi çarpıl bir tebessümle ve beklemeden az öncekiyle aynı baskın tonla ekledi. ''Ezgi geri gelmeyecek! Yukarıda konuştuklarımız aynen geçerli.''

Keskin ve itiraz istemeyen bir tonda söylediklerini, gözlerindeki kararlılıkla pekiştirmek adına kaşlarını çatmıştı ciddileşerek.

''Ayrıca yılbaşı akşamı ben de orada olacağım, şimdiden aklınızın bir köşesinde bulunsun!'' dedi direktif verircesine.

Son söylemi, Melih amirin öfkeli kahkahalar atmasına sebep olurken sinirlerini kontrol etmekte güçlük çekiyor, dudaklarını kemiriyordu şimdi.

''Oldu paşam, başka bir emriniz veyahut arzunuz var mı?'' diye sordu alaycı fakat sinirden boğuklaşan sesiyle. ''Ulan hangi vasıfla orada olacakmışsın sen?''

Beyaz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin