16. Bölüm

31.7K 2.5K 640
                                    

Bedbaht yazarınız geri geldi. 😂 Silinen bölüm ile tam olarak aynı olmadı ama elimden bu kadarı geldi, şimdilik. Yoğun bir dönemdeyim ve her şey üst üste geliyor. Hep öyle olmaz mı? 😒

Silinen bölümü okuyanlar yalnızca oy verip geçebilirler. ❤️
Giden yorumlarınız için de ayrıca üzgünüm ama yapacak bir şey yok. Hepimizin canı sağ olsun 🌸 Sizleri seviyorum, desteğiniz çok güzel iyi ki varsınız ❤️

Oy vermeyi unutmayalım lütfen. 😍

Dudaklarımız arasındaki boşluğu tekrar kapattığımda, istediğim tek şey daha iyi hissedebilmekti. Acıyla kavrulan kalbimin tek arzusuydu biraz olsun nefeslenebilmek. Barış'ın dudakları üzerinde dolaşan dudaklarımın ısrarcı teması, onun verdiği nazik karşılıklarda boğuluyordu. Ellerini omzumun iki yanına tırmandırarak omuz başlarımı, parmaklarıyla okşarken geri çekildi yavaşça. Yüzlerimiz arasındaki mesafe, canımı yakarken düzgünce sıralanmış, siyah ve uzun kirpiklerinin çevrelediği gözleri gözlerime değdi. Yüreğim, titredi o anda. "Leyla'm." dedi, yumuşacık bir sesle.

Boğazımdan kopan ufak hıçkırıkla, gözlerimde biriken yaşlar tekrar yanaklarımı ıslatırken başımı yere eğdim. İnsanoğlu, acıdan ve ısdıraptan kurtulmak adına her şeyi yapabiliyormuş onu anladım aynı zaman. "Leyla'," dedi Barış tekrar ve işaret parmağının sırtını çeneme yaslayarak tekrar gözlerimizi buluşturdu. "Aklından neler geçtiğini tahmin ediyorum. Ama bunlar gerçek düşüncelerin ve isteklerin değil."

Az önceki kararlı ve cesur halim, kaynayan bir su gibi hızla buharlaşırken ürkekçe başımı salladım. "Özür dilerim." dedim, kısılan sesimle. "Seni hayal kırıklığına uğrattım değil mi?"

Anlayışla kısılan gözleri, ciddiyetle aralandı ve başını hızla iki yana salladı. "Hayır Leyla, sen beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmazsın." dedi, söylediğim şeyi kati bir sesle reddederek ve yaklaşıp alnıma ufak bir buse kondurdu.

"Bencilce biliyorum, ama seninle olursam daha iyi ve temiz hissederim diye düşündüm." dedim, utançtan ve pişmanlıktan kısılan sesimle. İkimiz için de özel olması gereken bir şeyi, iyi hissedebilmek adına kullanmak istemiştim. Bu bencilce düşünceden, şimdi deli gibi utanıyordum.

Başımı tekrar yere eğdim, ancak Barış elimi tutarak kendi kalbi üzerine yasladığında gözlerimi, kalbinin üzerindeki ellerimize tırmandırdım. "Sen zaten benimlesin." dedi fısıldarcasına ve elimi kalbinin üzerine biraz daha bastırdı. Orada olduğumu idrak edebilmem için de birkaç saniye sonra tekrarladı. "Sen, zaten benimlesin ve ne olursa olsun bu gerçek hiç değişmeyecek."

"Özür dilerim..." dedim, tekrar titreyen sesimle ve bunu söylememle ağlamam şiddetlenirken Barış'ın yüzü, acıyla kasıldı. Bu halimden, duyduğu acıyı hissedebiliyordum, ama kendimi tutamıyordum. "Şşşt, geçecek." diyerek, omzumdaki illerimi belime yaslayarak başımı omzuna yaslamamı sağladı. Zaten kucağında olduğum için, ona sığınmam çok kolay olmuştu. İncitmekten korkarcasına, saçlarım arasında dolanan parmakları iç çekişlerimi azaltırken, aynı anda saçlarım arasına kondurduğu öpücükler mayışmamı sağlıyordu.

"Ağlama Leyla'm," dedi, dudaklarını saçlarıma bastırdığı için sesi boğuk çıkmıştı. "Yalvarırım."

Buna dayanamıyormuşçasına sertçe yutkunup daha sıkı sarıldı bana, içimdeki acıyı kendisine geçirmek istercesine... Sonrasında ikimiz de konuşmadık, ancak Barış'ın beni sıkıca saran kolları, saçlarımdaki dudakları ve burnumu dolduran kokusu benden bir saniye dahi uzaklaşmadı. İnim inim inleyen kalbime, onu seçtiği için minnet duymadan edemedim olan her şeye rağmen. Kokusuyla harmanlanan sıcaklığı, içimdeki fırtınaya rağmen dinginleşmemi sağlamıştı. Barış ve ona duyduğum aşk, efsunlu bir ilaç gibiydi. İyileşecektim, izi kalsa da iyileşecektim. Ağırlaşan göz kapaklarıma direnemeyerek, gözlerimi kapattığımda, duyumsadığım son şey Barış'ın alnıma kondurduğu uçucu öpücüktü.

Beyaz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin