Merhaba, vote cimriliği azaldığı için hemencecik geldim 🙈
Önceki bölümlere ve bu bölüme oy vererek başlayalım mı?
Harika yorumlarınız için de ayrıca teşekkür ederim, çok çok keyif alarak okuyorum ❤️🙏🏻
Bölümler hızlı geliyor farkındayım ama esas kurguya geçmek için sabırsızlığım yüzünden oluyor hep dhsnhs
Neyse, keyifli okumalar 🌸
Ne demek istiyordu? Titreyen vücuduma aldırış etmeden başımı dikleştirdim. Gözlerinde anlamlandıramadığım bir şeyler vardı ama içimdeki merak duygusu daha baskın geliyordu. Bakışlarındaki anlamı araştırmak yerine kelimelere dökerek ona yönelttim.
''Ne demek istiyorsun?'' dedim, kısık ve bir o kadar da çekingen bir sesle. Dikkatle yüzünü inceleyerek vereceği cevabı bekliyordum.
Gece gözlerine sis çöktü sanki. Az önce, ellerimi tutan büyük ellerini söylediklerinden pişman olmuşçasına yüzüne yasladı ve hızlıca yüzünü ovuşturdu. Birkaç saniye öylece durdu, sonrasında ise derin bir nefes çekti içine ve yüzündeki elleri yavaşça iki yanına düştü. Her bir hareketini incelemekten alamadım kendimi. Başını kaldırarak bakışlarımızı kesiştirdi tekrar, gece siyahı gözleri şimdi yine gözlerimdeydi. Yutkundu ve bir kez daha derin bir soluk çekti içine.
''Ben, ben bilmiyorum Leyla.'' dedi yorgun bir sesle ve başını iki yana salladı. Duraksadı, gece siyahı bakışları gözlerimi buldu, kaçırmadım bakışlarımı. Tepemizdeki loş ışık, kirpiklerinin gölgesini yanaklarına düşürürken omuz silkti ve bana doğru küçük bir adım attı. ''Ben, bilmiyorum...''dedi, tekrar kısılmış sesiyle.
Bana doğru bir adım daha atmak istedi ancak bunu yapmaktan vazgeçerek gözlerini kaçırdı. Kararsızlık ve utançla cebelleşiyor gibiydi. Ama dürüst davranmaktan da kendini alamıyordu.
''Bak,'' dedi, eğdiği başını kaldırmadan. Ağırlığımı, sağ ayağımdan sol ayağıma vererek yutkundum. ''Bildiğim tek şey arkadaş olmak istemediğim. Yemin ederim yalnızca bunu biliyorum Leyla.'' Tüm bunları gözlerime bakmadan söylemişti, bir çırpıda.
Başını kaldırıp yüzüme baktı gözleri çenemde, dudaklarımda, yanaklarımda, gözlerimde dolaştı hızla. ''Aklını karıştırdığımın farkındayım, ama ben de çok karışığım.'' diye mırıldandı dudakları arasından. Bunu bana değil de daha çok kendisine söylüyor gibiydi. Bakışlarını tekrar yere indirdi, düşünceli bir ifadeyle.
Bir şey söyleyemedim, yabancı bir şehirde pusulasız kalmış turist gibiydim, konuşulanları anlamıyordum dahası ne tarafa gitmem veya ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum. Sanırım içindekileri anlamlandıramayan yalnızca ben değildim. Başımı salladım onu anladığımı belirtmek için halbuki anlamamıştım, zaten bana bakmadığı için bunu fark ettiğini de düşünmüyordum.
''Peki,'' dediğimde sesimi kendim bile zor duydum ama aldırış edemedim.
''Leyla,'' dedi, kısık ve kulaklarımı okşayan bir tonla. İsmimi öylesine güzel söyledi ki aynı kelimeyi aynı ses tonundan tekrar tekrar duymak istedim. Titreyen kirpiklerimi birbirine bastırarak gözlerimi yumma isteğime mani olamadım. Yalnızca üç kez karşılaştığım birinin beni böylesine etkilemesini kabullenmek istemiyordum.
''Sana kötü mü hissettirdim?'' diye sordu titreyen, endişeli sesiyle.
Gözlerimi aralayıp yüzüne baktım, sesindeki endişe ve gerginlik bakışlarına da bulaşmıştı. Uzun, siyah kirpiklerinin etrafında muntazam bir düzgünlükle sıralandığı gece gözlerini, kısmış ve yüzümde sabitlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Gece
RomanceGörevini aşk ile perdeleyen bir adam ve o aşka yalnızca yüreğiyle kanat çırpan bir kadın. *** "Gözlerin dünyanın en güzel, en ihtişamlı masalını anlatıyor ve ben o masalda bana yer olmamasından deli gibi korkuyorum...'' dedi sarhoşluğuna rağmen keli...