7. Bölüm

37.7K 3.3K 1.7K
                                    

Merhaba, sizi özledim ❤️

Diğer bölümlere göre biraz daha uzun bir bölüm oldu.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🙈

Desteğini esirgemeyen herkese sonsuz teşekkür ve sevgilerimi iletiyorum. İyi ki varsınız 🙏🏻

Keyifli okumalar 💫

Barış'ın yıldızları sönen gece siyahı gözleri, iki adet kızgın iğneye dönüşerek kalbime saplanırken, hissettiğim şaşkınlığın mı yoksa öfkenin mi daha fazla olduğunu ayırt edemedim.

''Leyla hanım, odanıza bırakayım mı bunları? Şey isim de yok bu arada.''

Başıyla kırmızı gülleri işaret eden Serpil'e, onları çöpe atmasını söylemek geçse de içimden çiçeklere kıyamadım. Başımı sallayarak, odama bırakmasını onayladım. Bu onayımla Barış'ın bir şeyler mırıldandığını ve sertçe yutkunduğunu işitsem de başımı kaldırıp yüzüne bakmadım. Zira, öncelikle sormam gereken bir hesap vardı!

Kucağımdaki Herkül'ü sedyeye bırakarak Barış'a baktım göz ucuyla. Sert bakışlarını karşısındaki duvara dikmiş, sıktığı dişleriyle gerilen çenesini de hafifçe havaya kaldırmıştı.

Boğazımı temizledim, alt dudağımı kemirerek.

''Ben, birazdan geliyorum.'' dedim, oldukça kısık ve çekingen çıkan sesimle, yüzüme bakmadı yalnıza hafifçe başını salladı. Yüzüme bakmaması kalbime batan kızgın iğneleri daha da kızgınlaştırıyordu sanki. Oysa ki gözlerindeki yıldızlarla Barış, çok güzeldi.

Yumruklarımı sıkarak hızlı adımlarla odama geçtim ve kapıyı kapatarak masanın üzerindeki telefonu hırsla elime aldım. Bir robot gibiydim, sadece yapmam gereken şeye odaklanmıştım. Kuzey'in ismini bularak hiç düşünmeden arama kısmına dokundum.

Birkaç kez çaldı ve Kuzey'in sert, aynı zamanda sevinçli sesi doldurdu kulaklarımı.

''Leyla?'' dedi, mutlu bir şaşkınlıkla.

Dişlerimi sıkarak yutkundum. Öfkeden tüm bedenim titriyordu.

''Sen mi yaptın?'' dedim oldukça sert bir sesle. Boşta olan elimi gerilen enseme atarak ovdum sinirle. ''Kliniğe o çiçekleri sen mi yolladın?''

Afalladı.

''Ne?'' dedi, söylediklerimi garipsercesine. ''Leyla, ben çiçek falan yollamadım.''

''Kuzey, lütfen bana oyun oynama!''

Yutkunuşunu duydum.

''Ben bir eylemde bulunursam, o eylemin arkasında dururum Leyla! Sana çiçek falan yollamadım.'' dedi öfkeyle.

Kalçamı hemen yanımda bulunan çalışma masasına yaslayarak gözlerimi kapattım. Kuzey, oldukça pervasız bir insandı ve bunu yapmış olsaydı kabul ederdi. Ancak, aklıma başka hiçbir ihtimal gelmiyordu.

Küçük bir kahkaha sesi duyduğumda telefonu halâ kapatmadığımı ve kulağımda tuttuğunu fark ettim.

''Sana çiçek yollamamı mı istiyorsun yoksa?'' dedi, Kuzey keyifli bir ses tonuyla.

Kaşlarımı çatarak hızla doğruldum, yaslandığım yerden.

''Tabii ki de hayır, yalnızca isimsiz geldiği için sen yolladın sandım.'' Elimi alnıma yaslayarak gözlerimi devirdim, yanlış anlamaya o kadar müsait bir insandı ki...

''Hayır, bana çiçek yollamanı falan istemiyorum! Söz konusu bile olamaz.'' dedim oldukça düz ve net bir sesle.

Gürültülü bir nefes çekti içine.

Beyaz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin