Merhaba!
Feride'nin bugünkü kıyafeti multimedyada.
Keyif aldığınız bir okuma olmasını dilerim :)
Kestiğim hamur şeritlerini, turtanın üzerine kafes görüntüsü oluşturacak şekilde yerleştirmeye çalışıyordum. Karan için elmalı turta yapmaya niyetlenmiştim. Her zaman yaptığım şeyin bu sefer de tutacağını umut ediyordum. İçten içe beğenmesini istiyordum.
Karan aklıma her geldiğinde, peşinden bir sürü düşünce onu takip ediyordu. Dün akşam ondan ayrılırken yanağından öpmüş, dahası yüzüne 'sevgilim' demiştim. Sonrasında ise arkama bile bakmadan hızlı adımlarla eve koşturmuştum. Tepkisini bile görmemiştim, ki buna hazır olduğumu sanmıyordum. Şimdi yeni bir merak salınmıştı içime. Acaba arkamdan ne yapmıştı? Mutlu olmuş muydu? Veya o da benim gibi heyecanlanıyor muydu? Dudaklarımı büktüm. Nedenini bilmesem de benim gibi olmayacağını düşünüyordum. Onun yanında oldukça çocuksu kalıyormuşum gibi hissediyordum. O, benden daha kontrollü ve etkileyiciydi. Fakat bu durum için yapabileceğim bir şey yoktu.
Bir tebessüm istemsizce dudaklarımın kıvrımlarını şekillendirdi. Onu öpmek kalbimi titretmişti. Gece yatağıma sığamamış gibi hissetmiştim. Şu an ne yapıyor olduğunu merak ettim. Saçlarını karıştırırken oflayarak önündeki kağıtlara mı bakıyordu? Yoksa dirseğini masasına dayadığı elinde tuttuğu sigarasını içerken gözleriyle dosya mı inceliyordu? Ya da gamzelerini gösterecek şekilde dudaklarını birbirine bastırarak, o ciddi ifadesiyle derin derin hesaplama mı yapıyordu? Her bir görüntüyü düşünmek kalbimi hızlandırdı. Umuyordum ki bugün işi yoktu. Sürpriz yapmaya gidecektim. Elimde patlamasını istemiyordum.
Mesaj gelen telefonum, daldığım hayal alemi ve düşüncelerden beni kopararak unlu tezgâha geri döndürdü. Ellerimi önlüğe şöyle bir silip serçe parmağımla ekranı açınca Deniz'den, yola çıktığını söylediği bir mesaj geldiğini gördüm. Ona cevap verdikten sonra elimi hızlandırarak işimi bitirip turtayı fırına attım.
°°°
Annemle salonda kritik yapıp her şeyi hazırladığımıza emin olunca, o sırada pişen turtayı fırından çıkarmak için yeniden mutfağa gittim. Gördüğüm manzarayla hoşnut olarak, fırından aldığım turtayı tezgâhın üzerine bıraktım. Tadının da görüntüsü gibi olup olmadığını düşünürken arkamdan gelen sesle irkildim.
"Elmalı turta mı o?" Arkama dönünce abimin hedefe kilitlenmiş, iştahlı bakışlarını görmek beni panikletti. "Of, Feride, o kadar güzel kokuyor ki! Kokusuna geldim zaten. Bunu gördüğüme çok sevindim şu an. Ne zaman yiyoruz?"
Bana doğru yöneldiğinde turtaya siper oldum.
"Yemiyoruz." Durup bana hayal kırıklığıyla baktı.
"Deniz'i mi bekleyeceğiz? Bir şey olmaz, yabancı değil o." Gözlerinde sabırsızlık vardı. "Bana bir dilim kessene." Ellerimle onu durdurmaya çalıştım.
"Hayır, onu bir arkadaşıma yaptım." Karan'a yaptığım turtayı yiyemezsin abi, üzgünüm. Gözlerini bana çevirmeden cevapladı.
"Bir şey olmaz bir dilimden ya, haydi." Duraksadı. Gözlerimizi buluşturup ekledi. "Hangi arkadaşına yaptın?" Bir anlığına Pelin Abla'yla olan ilişkisini gözden geçirip geçirmediğini düşündüm. Sakin kal ki anlamasın, Feride. Panikten kaybediyorsun, unutma.
"Okuldan Onur var ya, ona yaptım. Doğum gününü doğru düzgün kutlamadık diye üzülmüştü." Yalan olmayan bir yalan sallayabildiğim için sırtımı sıvazladım. Abimin yüzünün düştüğünü gördüm. Göz devirerek elimi salladım. "Sana da yaparım sonra, tamam."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Oyunu
RomanceEndüstri mühendisliği 2.sınıf öğrencisi olan Feride Aytuğ, kendi halinde ve sevdikleriyle çevrili olan küçük dünyasında, okulu ve yaptığı ufak tefek işler arasında gidip gelerek yaşamaktadır. Bir gün yolu, öğrencisi olduğu üniversitenin büyük bağışç...