BÖLÜM 51

29K 1.9K 463
                                    

Merhaba, sevgili okurlar!

Yeni bölümle karşınızdayım. Keyifli okumalar dilerim :)





Gözlerim karşımdaki Deniz ve bize gittikçe yaklaşan Karan arasında gidip geldi. Hangisinden başlamam gerektiğine karar vermeye çalışırken Karan yanıma varmıştı bile. Hafifçe öksürdüm.

"Hoş geldin." Bedenim Deniz'e dönükken başımı Karan'a çevirerek ona hitaben konuştum. Doğru mu hissediyordum, bilmiyordum. Fakat ortada bir gerginlik seziyordum sanki. Deniz'in, konuşacağı şeyden ötürü o gerginliği hissettiğini düşündüm. Belki de yanılıyordum. Karan'ın elini bel boşluğumda hissedince dudaklarımın uçlarını yukarı kıvırdım. "Arkadaşım Deniz'le tanışmış mıydın?" Önüme dönüp elimi kaldırarak Deniz'i gösterdim; onu Karan'a tanıttım. "Deniz-Karan."

Kendimce üzerime düşeni yaptığımda, Deniz'e nazik bir gülümsemeyle baktı Karan. Boştaki elini ona doğru uzatarak tokalaşmayı bekledi.

"Kolyen..." Dalgın, mırıldanmaya yakın bir sesle konuşan Deniz'in gözleri, şu an montumdan ötürü görüş açısında bulunmayan kolyemi arandı. Yerinde kıpırdanarak boğazını temizledi. Karan'ın eline baktıktan hemen sonra ona karşılık vererek tokalaştı. "Memnun oldum."

"Ben de öyle, Deniz." Elleri ayrılınca ekledi Karan. "Aynı üniversitede mi okuyorsunuz?" Aslında doğrusunu bilmesine rağmen, belki de kibarca sayılacak biçimde Deniz'in burada neden bulunduğunu, açık etmeden sorguluyordu. Derin bir nefes aldım.

"Hayır, Feride'yi görmeye gelmiştim. Fakat sizin bir planınız var sanırım." Bir anda aklıma gelenle atıldım.

"Sahi, sen ne konuşacaktın benimle?" Karan öbür elini paltosunun cebine sokarak ağırlığını bir ayağına verdi.

"Önemli bir şey." Gözleri Karan'a döndü. "Ve özel." Ne diyeceğimi bilememenin kararsızlığı içindeyken Karan'ın sesiyle düşüncelerim bölündü.

"İstersen önce Deniz'le konuş, Feride. Sana söyleyecekleri, belirttiği gibi, önemli olsa gerek, buraya kadar gelmiş." Karan'ın yüzüne baktığımda, kurduğu bu cümlelerde samimi olduğunu gördüm. İkilemde kalarak gözlerimi hafifçe kıstım. "Günün geri kalanı bizim, sevgilim. Konuşmanız bitince alırım ben seni."

Bu kadar anlayışlı olmasını hak edecek ne yaptığımı sorgulamaya başlamıştım. Durum benim haberim olmadan bu şekilde gelişmişti, fakat olaya oldukça pozitif yaklaşıyordu. Benim de düştüğüm vaziyetin farkında olmalıydı.

"Günün geri kalanından bahsetmişken..." Düşüncelerimle arama giren Karan'a yeniden odaklandım. "Cihan akşam için uygunmuş." Öncelikle ne hakkında konuştuğunu algılamaya çalıştım. Aniden ampulüm yandı.

"Aa, öyle mi? Ne zaman cevap verdi sana?"

Cihan'ın bizi evinde ağırlamasından sonra şakayla karışık, sıranın bize geçtiğini söylemiştik. Cihan'ın müsait olma durumuna göre bugün dışarıda yemek yemeyi önermiştim. Karan ise yemeğe eve davet etmek konusunda ne düşündüğümü sormuştu. Şöyle bir düşününce, daha sıcak ve samimi olacağını düşünerek uygun olduğuna karar vermiştim.

"Toplantım iptal edildikten sonra beni aradı Cihan. O zaman söyledi."

Karan'ı dinlerken bir taraftan saati kontrol ettim. Neyse ki geç sayılmayacak bir saatte boşa çıkmıştı da akşamki yemeğin hazırlığını yetiştirebilecek gibi duruyorduk. Deniz'in beni çok tutacağını sanmıyordum zaten. Başımı sallayarak Karan'a baktım.

"Tamam, güzel oldu bu." Karan'la -Karan'ın evinde- yemek hazırlayacağımı şu an düşünmemeye çalıştım. Daha başlamadan, şimdiden heyecanlanmaya gerek yoktu. Muhtemelen artık varlığını unuttuğumuzu düşünen Deniz'e döndüm. "Kahve içmeye ne dersin?" Bir şey demeden başını sallayarak beni onayladı.

Kader OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin