BÖLÜM 15

47K 2.3K 313
                                        

Merhaba! Multimedyada Feride'nin bugünkü kıyafeti var. Yakasının daha kapalı olduğunu düşünelim ;)

Keyifli okumalar dilerim :)

Abim beni okula bırakıp uzaklaştığında, turnikeleri geçip boşta olan bir banka oturdum. Programı gözden geçirip bugünkü konuşmacıların durumunu kontrol ettikten sonra telefona bakmaktan yorulan gözlerimi uzağa dikip birkaç kez kırpıştırdım.

Diğer günlere nazaran, bugün programın en sakin günüydü ve öğle yemeğinden sonra dans kulübünün üç saatlik gösterisi vardı. Dünya turnesine çıkıp yarışlara katılarak ödül kazanmışlardı ve Savaş Bey, bugün programa eğlence katmak istediği için, dans grubunun sahneye çıkmasını önermişti. Bu durumda öğlen arası başlayınca işim bitiyordu. Fakat bugün yalnızdım. Karan Bey gelmemişti. Esasen, bugün konuşma yapmayacaktı fakat sebebini bilmediğim bir şekilde, gelmeyeceğini söylemişti.

Görevli olduğum için derslerime katılamadığımdan, Ela girdiği derslerimizden bana not ve bilgi gönderiyordu. Ara verildiğinde notları almam için yemeği birlikte yeme planı yaptık. Eşyalarımı toplayarak yayıldığım yerden ayağa kalkıp konferans salonuna yöneldim.

Salona girdiğimde etrafı kolaçan ettim. Koltuklar hemen hemen dolmuştu fakat etkinliğin başlamasına biraz daha vakit vardı. Koltukların arasında dolaşarak, sahne arkasına göz atmak için sahneye giderken, tanıdığım yüzlere selam veriyordum. Sahneye tırmanan basamaklara az bir mesafe kala gözüme çarpan yüz dikkatimi çekti. Dün birlikte yemek yediğimiz adamlardan biriydi. Soner Bey. Yanında gruptaki beylerden iki tanesi daha oturuyordu. Anlaşılan, dün yemekte o kadar bu etkinlikten bahsettikten sonra, merak edip katılmak istemişlerdi. Sahne arkasına geçince yapılan hazırlığa göz atıyordum ki biri bana seslendi.

“Feride Hanım.” Dönüp baktığımda bu kişinin Karan Bey’in yakın koruması Koray Bey olduğunu gördüm.

“Efendim?” Bedenimi tamamen ona döndürerek durdum.

“Karan Bey, bugün sizinle ilgilenmem için beni görevlendirdi. Perde arkasından, fakat kürsünüze oldukça yakın bir konumdan sizi izleyeceğim, efendim.” Duraksadığımı görünce devam etti. “Hiç merak etmeyin. Girişte de korumalar var.” Merak etmeyin mi? Gerilmiştim.

“Bu korumanın sebebi nedir, Koray Bey? Böyle bir şey talep ettiğimi sanmıyorum.” Korumaları etrafıma sarmak da ne demekti?

“Zaten Karan Bey öyle talep etti, Feride Hanım.” Karan Bey kısmını vurgulamıştı. “Bildiğiniz üzere, Karan Bey biraz...”

“Abartmayı seviyor,” diyerek lafını böldüm. Kendimi tutamamıştım. Sinirlenmiştim aynı zamanda. Boğazını temizledi.

“Tedbir almayı seviyor, diyelim.” O sırada vaktin geldiğini hatırlatan Şebnem Hanım sayesinde bir şey demeye fırsat bulamadan, sahneye çıkmam gerektiğini öğrendim. Koray’a göz devirerek arkamı döndüm ve kürsüye yöneldim.

Kenara çekilip konuşmacıları izlerken, Koray’ın beni izliyor olması beni geriyordu. Salona göz gezdirdiğimde, Koray’ın söylediği gibi, korumaları gördüm. Ortada anlamadığım şeyler dönüyordu ve bu benim sinirimi bozuyordu. Karan Bey’e sorsam, cevaplar mıydı acaba? Adama da ne diyecektim ki, beni niye koruyorsunuz, mu? Arka planda dönen bu düşüncelerle programa devam ettim.

Dördüncü günümü de tamamlayabilmiş olmanın sevinciyle kendimi bahçenin serin havasına attım. Ela’ya beni nerede beklediğini soran bir mesaj gönderdikten sonra tuvalete gitmeye karar verdim. Aynada kendime bakıp sabah düzleştirmiş olduğum saçlarımı ellerimle düzelttikten sonra açık pembe tonlarındaki rujumu dudağımda gezdirdim. Fena durmadığıma kanaat getirerek bahçeye indim.

Kader OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin