BÖLÜM 39

42.7K 2K 785
                                        

Merhaba!

Yeni bölüm sizlerle. Feride'nin ertesi günkü kıyafetini multimedyada görebilirsiniz.

Bu bölümü ve bir sonrakini Ela'nın hikayesi için bana ilham veren -esasen Ela'nın hikayesini ana konudan minicik bir kısım olarak almıştım-, çıkış noktası olan konuyu ve yaşananları bu ve bunu takip eden bölümde kurgulayarak anlatmamı isteyen, acısını benimle paylaşan biricik arkadaşıma ithaf ediyorum. Sen çok güçlüsün. Her zaman yanındayım. Gönül isterdi ki burada anlatılan hikayeler gerçek hayattan olmasın...

Yaslandığım göğsünden uzaklaştığımda kafasını eğip bana baktı. Dudaklarımda istemsizce, anlık beliren bir gülümsemeyle kravatına indirdim gözlerimi. Kalbim yerine sığmıyor, içimdeki heyecana yetişemiyor gibiydi. Parmaklarının tersi, yumuşakça yanağımda ve çenemde gezindi. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsememi toparladım.

"Bu anı ne kadar istediğimi ve beklediğimi tahmin edemezsin." Gözlerine bakabilecek gibi hissetmiyordum. Ondan ayrıldığımda, söylediği cümle için çıldırabilirdim. Şu an saçma bir şey yapmaktan çekiniyordum. "Bana bakar mısın, Feride?"

Kırpıştırdığım çekingen gözlerimi ona çevirince gülümsemesi genişledi. Gamzelerine kaydı bakışlarım. Ortaya çıkmaları öylesine hoşuma gidiyordu ki... Dudaklarıma bir tebessüm yayıldı. Gözlerine tekrar baktığımda, gözümün içine bakıyordu. Yumuşacıktı. İçimi ılık bir his kapladı.

"Her şey şimdi başlıyor."

Asansörden indiğimizde rahatlayarak bir nefes verdim. Odasının katından girişe inene kadar gözünün ucuyla bana bakıp durmuştu. Belime koyduğu eli kendimi kasmamı sağlamıştı. Ama ilginçtir ki kendimi, bana uzun gelen bir aradan sonra tamamlanmış hissettirmişti. Yüzündeki imalı gülüşü ise saymıyordum bile. Bizimle inen Koray yüzünden kafam önümde eğik, asansörün kata varmasını beklemiştim.

Dışarı çıktığımızda yürümeyi bırakıp bana döndü.

"Okula mı gideceksin?" Başımı salladım. Dudakları alayla kıvrıldı. "Arkadaşınla elbise bakacaktınız hani?"

Az önce konuştuğum şeylerin farkında mıydım sanki? Ne diyeceğimi bilemeyerek dudağımı ısırdım. Zorlamaya gerek yoktu. Bu sefer virajı alamayacaktım. Omuzlarımı silkmeme güldü.

"Yalan mı söyledin yani?" Gözlerimi kıstım.

"Sen ablana dua et bence. O olduğu için konuştum seninle." O sinir bozucu gülümsemesini muhafaza etti.

"Öyle mi? Staj defterin için istediğin belge, bana aksini düşündürmüştü oysaki."

Karan gibi birini kandırabileceğimi düşünen kendimi tebrik ettim. Gülmekten başka bir şey yapamayınca o da bana katıldı. Gülmesi yavaşlayıp duraksayarak gözlerime kilitledi bakışlarını. Bana biraz daha yaklaşmasıyla bakışlarımı zorlukla ondan ayırıp etrafta çevirdim. Hiç umursamıyordu. Sesini duyunca ona geri baktım. Kirpiklerinin altından bana göz süzdü.

"Sen şimdi benim sevgilim misin?" Düşürdüğü erkeksi sesinin dediklerini işitmemle gözlerim büyüdü.

"Sevgili mi?" Ses tonum içime kaçmış gibiydi. Keyifli bir mırıltıyla onayladı.

"Evet. Sevgilim." Vurgusu ise onaylamaktan farklı bir tını hissettiriyordu. Sanki onaylamıyor da bana diyor gibiydi. Gözlerimi kaçırdım.

"Karan." Şimdiden beni böyle utandıracaksa, işimiz işti.

"Efendim, sev-" Atılarak onu susturdum.

"Tamam, söyleme bana şunu." Yüzümü ateş basmıştı. O ise gayet eğleniyordu.

Kader OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin