Merhabalar! Feride'nin giydiği kıyafet multimedyada.
Keyifli okumalar dilerim :)
Beklemediğim sorusu, beni şaşırtmıştı. Bana neyi sorduğunun farkında mıydı? Şirketten birini götürmek yerine, benim gibi bir stajyere bunu niye teklif ediyordu? Ne diyeceğimi düşünürken devam etti.
"Gülcan Hanım'la aynı birimde çalıştığınız için, onun yerine senin gelebileceğini düşündüm. Eğer sen kabul etmezsen Didem'le gideceğim. Senin bana daha yardımcı olacağını düşünüyorum oysaki." Bana kirpiklerinin altından bakarak ekledi. "Senin gelmeni daha çok isterim."
Dudaklarımı birbirine bastırarak, söylediklerini aklımdan geçirdim. Mantıklı tarafımla düşünüyordum. Reddetmem gerektiğini düşünen tarafımla. Kendime güvenemiyordum. En iyisi, diğer tarafımı boş vermekti.
"Gülcan Hanım gibi bu işi hakkıyla yapan ve iyi bir pozisyonda olan birinden sonra beni düşünmeniz, benim için oldukça değerli. Bunun için teşekkür ederim. Fakat ben gelmemin iyi bir fikir olacağını düşünmüyorum." Kaşları çatıldı. Kafasını hafifçe sağa doğru çevirerek bana baktı. Doğru duyup duymadığından emin olmaya çalışıyor gibiydi.
"Neden?"
"Dürüst olmam gerekirse bu işi yapabileceğimi sanmıyorum, Karan Bey." Gözlerini kıstı.
"Sana bunu düşündüren nedir?" Ciddi olup olmadığını sorgulayarak yüzüne baktım. Ciddiydi.
"Ben sadece bir stajyerim. Hele ki Gülcan Hanım'ın yerini doldurabilecek bir konumda hiç değilim. Öyle bir deneyimim de yok." Derin bir nefes verdim. "Başka birine teklif etmenizi öneririm."
"Benim bundan şüphem olsa sana bu teklifi yapmazdım. Kendinin farkında mı değilsin, anlamıyorum." Sesi sabırsız çıktı. Kafamı eğdim. "Böyle şeylerden uzak durursan, o bahsettiğin deneyimi nasıl kazanacağını düşünüyorsun? Patronun olarak, benimle gelmeni istediğimi söylüyorum, Feride." Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. İtiraz kabul etmezcesine bakıyordu.
"İyi ama ailemle konuşmam lazım." Nasılsa itirazlarımı dinlemeyeceği için kendimi yormamaya karar verdim. Şöyle bir düşündü.
"Pekala, konuş. En geç yarın sabaha bana cevap vermen gerekiyor. Ona göre sana bir uçak bileti alacağız." Başımla onayladım. Ayağa kalkınca ben de kalktım. Kapıya kadar bana eşlik ederken elini belime koydu. "Gerçekten gelmeni istiyorum, Feride." Gözlerimin içine baktı.
"Size haber vereceğim." Bir şey demeden, uzunca bana baktığı saniyelerin sonunda odasından çıktım.
Durakta otobüs bekliyordum. Kafamın içinde ise evdekilerle nasıl konuşacağım dönüyordu. Öyle ya, bugüne kadar böyle bir istekle karşılarına çıkmamıştım. Arkadaşlarımla şehir dışına gittiğim zamanlarda izin veren ailemin, bunda bir sorun çıkarmayacağını düşünüyordum. Durağa yanaşan otobüsü görünce elimi çantama attım. Otobüs kartımı evde unuttuğumu fark edince sıkıntıyla ofladım. Kenara çekilip durağın içine geri döndüm. Taksi beklemeyi düşünürken hemen gelen minibüsü görünce, elimle durdurarak içine atıverdim kendimi.
Yolculuk esnasında, evime az kala bir yerde durduk ve bir grup genç erkek minibüse bindi. Standardın üzerinde uzun boylu ve kalıplıydılar. Buraya kadar bir sıkıntı yoktu. Lakin kısa boylu bir kızdım ve ortalarında kalmıştım. Üstten geçen demirlere de boyum yetmediğinden, çantamı sıkıca tutarak düşmemek için dua etmekten başka bir şey yapamamıştım. En kısasının dirseğinin anca biraz üzerine geliyordum. Klostrofobim vardı ve burada sıkışmış gibi hissetmek, bunalmamı sağlamıştı. Aniden ya şoför beni buradan duyamaz da ineceğim yeri kaçırırsam diye, panikle sesimi ayarlayamadan, haykırırcasına bağırarak inmek istediğimi söyledim. Çevremdeki grup, etrafına bakınmaya başladı. İçlerinden bir tanesi kafasını eğerek beni gördü ve kaşları kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Oyunu
RomanceEndüstri mühendisliği 2.sınıf öğrencisi olan Feride Aytuğ, kendi halinde ve sevdikleriyle çevrili olan küçük dünyasında, okulu ve yaptığı ufak tefek işler arasında gidip gelerek yaşamaktadır. Bir gün yolu, öğrencisi olduğu üniversitenin büyük bağışç...