Keyifli okumalar dilerim.
*************************
1 HAFTA SONRA
Gece yarısı Theon dairesinde sandalyesinin üzerinde resmi kıyafetlerinin içinde uyukluyordu. Saçları topuz yapılmış, başı aşağı doğru sarkmıştı. Önündeki masanın üzeri bakanlar ve ülkenin ileri gelenlerinden gelen dilekçelerle doluydu. Kralın sağ kolu olduktan sonra bir uğraşması gereken yığınla işe sahip olmuştu. Orduya asker alma işinin yanı sıra saray işleriyle ilgilenmek genç prensi oldukça zorluyordu.
Prenses Nyana prensin kapısını yavaşça araladı ve içeri girdi. Sessizce prensin yanına geldi ve prensin aşağı sarkan başını nazikçe geri doğru yatırdı. Prens uyumaya devam ederken suratına dokundu. Theon prensesin bileğini yakaladı ve gözlerini açtı.
"Burada ne arıyorsun?"
"Sizi merak ettim," dedi Nyana. "Son zamanlarda yanıma hiç gelmediniz."
"Yine sizli bizli mi olduk?" dedi alayla ve prensesin bileğini bıraktı, doğruldu ve dirseklerini masaya yasladı. "Gördüğün gibi fazlasıyla meşgulüm."
Nyana kırgın gözlerini zemine yöneltti. "Beni daha ne kadar görmezden geleceksiniz?"
Theon cevap vermedi ve önündeki dilekçeyi eline alıp incelemeye başladı.
Nyana yavaşça dizlerinin üzerine çöktü ve ellerini yere yasladı. Theon kaşlarını çattı ve prensese yan bir bakış attı.
"Beni bağışlayın lütfen," dedi Nyana gözlerinden yaşlar süzülürken.
"Yerden kalk," dedi Theon. "Çocuğuma böyle mi sahip çıkıyorsun?"
"Büyük bir kusur işledim," deyip hıçkırıklara boğuldu Nyana.
Theon uzun bacaklarıyla sandalyesini geri doğru itti ve prensese doğru çevirdi.
Nyana prensin bacaklarına sarıldı ve gözlerine baktı. "Ben öyle demek istemedim. Asla sizin için öyle şeyler düşünmedim. Bebek yüzünden duygularım allak bullak oluyor." dedi Nyana buğulu sözlerle prensin soğuk gözlerine bakarak. "Lütfen beni bağışlayın..."
Theon omuzlarını düşürdü ve soğuk gözlerinde şefkat kırıntıları parladı. "Buraya gel," dedi bacağına vurarak.
Nyana'nın yaşlı gözleri parladı, hızla yerden kalkıp prensin kucağına yan olarak oturdu ve yüzünü prensin boynuna gömerek ağlamaya başladı. "Sizi çok özledim..."
Theon prensesin saçlarını okşayarak, "Tamam, ağlama artık."
Nyana yüzünü prensin boynundan ayırdı ve burnunu çekti. Theon baş parmaklarıyla Nyana'nın gözyaşlarını sildi.
"Sizi sonsuza dek kaybettiğimi sandım." dedi Nyana. "Ömrümdeki en uzun yedi günüydü."
"Gün mü saydın?" dedi Theon kollarını prensesin beline dolarken.
Nyana büzülmüş dudaklarla başını salladı. "Size uzaktan bakmak çok zordu," dedi Nyana. "Hele ki etrafınızda başka kadınlar varken."
Theon diliyle yanağının içine bastırdı ve kaşlarını kaldırıp Nyana'ya baktı.
"Evet, kıskanıyorum!" dedi Nyana. "Son günlerde çok çekici görünüyorsunuz." deyip parmağını prensin kıyafetinin yakasında gezdirdi.
Theon başını yana çevirdi ve belli belirsiz gülümsedi. "Beni böyle iltifatlarla yumuşatacağını mı sanıyorsun?"
Nyana kıkırdadı ve prensin dudaklarının üzerine dokundu. "Bıyıklarınız çıkmış."
Theon hemen elleriyle bıyıklarını yokladı, hafifçe çıkmış bıyıkları parmak uçlarına battı. "Elani'ye kestiririm." dedi ve çenesinin ucunu elinin üzerine sürttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP VARİS
FantasyBir prens olarak çoğu şeye sahipti, neredeyse her şeye. Tek noksanlığı kutsal bir kan ve biraz pigmentti. Belki de kusurlu olan tek şey, yaşadığı dünyanın ta kendisiydi. Kehaneti henüz doğmadan tüm krallığa yayılmıştı. Başlangıç Tarihi: 15.10.2020 #...