45. Bölüm

241 26 46
                                    

Keyifli okumalar dilerim.

*******************

İki çiftin de saraya dönmesinin üzerinden bir süre geçmişti.

Theon, ağabeyi ile konuşmayı sonraya bırakıp prensesi kendi dairesine götürmüştü. Yatağın üzerine oturmuş, omzu sargılı bir şekilde prensesin elinde kılıç tutmaktan oluşan yaralara merhem sürüyordu.

Oda büyük bir sessizlikle kaplıydı, ikisinin de ağzını uzun bıçak açmamıştı.

Prensesin yumuşak ellerinde oluşan yaralara bakmak Theon'un yüreğinde büyük suçluluk duygusunu körüklüyordu.

"Şu ellerinin haline bak," dedi Theon.

"Uzun süredir kılıç tutmadığım için böyle," dedi Nyana, prensi yatıştırmaya çalışarak.

"Sence, sorun bu mu Nyana? Sana bir şey olsaydı ben bununla nasıl yaşardım?"

"Benim bir şeyim yok," dedi Nyana ve Theon'un sol koluna dokundu. "Vurulan sensin, neden kendini düşünmüyorsun?"

Theon kolunu geri çekti. "Bana ne olduğu umrumda değil. O şerefsiz sizi nasıl bırakır?" Theon'un sesi yükselmiş, gözleri öfkeyle parlıyordu.

"Ona gitmesini ben söyledim."

Theon sinirle parmaklarını saçlarına geçirdi ve geri doğru attı. "Bana bunu neden yapıyorsun?"

"Seni orada yapayalnız bırakmamı mı bekliyordun?"

"Kendini düşünmeliydin! Benim yüzümden sana zarar gelmesine katlanamıyorum! Bu berbat hissettiriyor."

Nyana elini Theon'un elinin üstüne koydu ve başparmağıyla üzerini okşadı. "Üç-beş tane köpeği haklamak benim için zor bir şey değil. Hem, peşinde oldukları kişi ben değildim. Lütfen biraz sakinleş, geldiğimizden beri diken üzerindesin."

"O kadın mı?"

"Evet."

"Şerefsiz herif."

"Kral o kadına çok değer veriyor gibi görünüyor. Karnı burnunda bir kadını nasıl o şerefsizlere teslim edebilirdim?"

Theon kollarını prensese sardı ve başının arkasını okşadı. "Sen muhteşem bir kadınsın."

"Biraz sakinleştin mi?"

Theon geri çekildi ve hafifçe tebessüm etti. "Senin sayende." Prensesin kendi elini dizinin üzerine koydu ve temiz bir bezle sardı. "Dinlenmek ister misin? Yorgun olmalısın."

Nyana elini çekti ve parmaklarını saçlarına doladı. "Başka bir şey istiyorum."

"Ne istiyorsun? Söyle bana."

"O kızartmalı tatlıdan," dedi Nyana parmaklarını daire şekline sokarak. Gözleri tarif ederken parıl parıl parlıyordu.

Theon parmaklarıyla burnunun kökünü sıktı ve güldü. "Ah, sinirlerim bozuldu."

Theon prensesin saçlarını bir çocuk gibi sevdikten sonra ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüyecekken adım sesleri duydu.

Çok geçmeden dışarıdan seslenildi.

"Majesteleri, kral hazretleri geldiler."

Nyana hemen yataktan kalktı. "Ben sizi yanlız bırakayım."

"Çıkmana gerek yok," dedi Theon.

"Rahat rahat konuşun."

Prenses kapıdan çıktı ve kapattıktan sonra önünde bekleyen Ryul ile karşılaştı.

KAYIP VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin