Keyifli okumalar dilerim, eğer tabii böyle bir şey mümkünse.
**************************
Kır saçlı eski saray hocası, sarayın kapısından dükkanına doğru geri döndüğü sırada prens Theon'un evinin önünden tekrar geçti.
Prensin büyük konutuna doğru göz ucuyla baktığında camdan dışarı bakan Elani ile göz göze geldi.
Elani adamı gördükten sonra kafasını hafifçe öne eğdi. Adamın söylediklerini hatırladı.
"Eğer bana yardım edersen prens yalnızca senin olur."
Adam Elani'yi gördükten sonra bakışlarını önüne çevirdi ve yürümeye devam etti. Dükkanına vardığında kitap raflarının aralarından geçip masasına gitti ve oturağına kuruldu.
Önüne beyaz bir kağıt çıkardı ve fırçasını siyah renkli mürekkebe buladı. Üzerine bir daire çizip kenarlarına çizgiler çekti. Kağıdı bir zarfın içine koyup üzerine prens Theon'un adını yazdı.
O sırada dükkana bir adam girdi, kitapçı adamın yanına yaklaştı ve başıyla selamladı. "Efendi Sayon, beni emretmişsiniz."
Sayon zarfı eline aldı ve adama uzattı. "Bunu prens Theon'a prens Lian'ın yanındayken ulaştır."
"Emredersiniz, efendim."
Adam zarfı göğsüne sıkıştırıp dışarı çıktıktan sonra Sayon arkasına yaslandı, bacak bacak üzerine attı, çenesini kavradı, parmaklarını gezdirdi ve ardından güldü. "Bakalım şimdi ne yapacaksınız?"
*
Theon saraydan çıktı ve derin düşünceler eşliğinde evine kadar yürüdü.
Üzerinde sadece cübbesinin içine giydiği beyaz kıyafetler vardı. Evinin bahçesine girdiğinde tüm gözler prense dönmüştü.
Aheste adımlarla basamakları tırmandı ve içeri girdi. Odasına doğru yürümeye başladı.
Evde büyük bir ölüm sessizliği vardı.
Layne Nyana'nın dairesinin önünde duruyordu. Prensin geldiğini görünce sırtını dikleştirdi ve prensin gelmesini beklerken gözleri prensin kıyafetine takılmıştı.
Theon yanına vardığında Layne Theon'a doğru bir hamle yaptı. "Efendim, kıyafetiniz nerede?"
Theon cevap vermedi ve yürümeye devam etti. Layne prensin arkasından yürümeye devam etti. "Efendim, iyi misiniz?"
Theon adım atmayı kesti fakat arkasını dönmedi. "Beni izle."
Theon yürümeye devam etti, dairesinin kapısına vardı ve içeri girdi. Layne de prensin ardından içeri girip kapıyı kapattı.
Theon aheste adımlarla yatağına gitti ve üzerine çöktü. "Bir şey buldunuz mu?"
"Sorumluyu bulduk."
"Kim?"
"Cariyelerinizden biri. Odasında yüklü miktarda altın bulduk."
Theon elleriyle yüzünü sıvadı. "Konuştu mu?"
"Hayır, ağzından laf alamadık. Altınların onun olmadığını iddia ediyor."
"Prenses," dedi Theon. "O nasıl?"
Layne suçlulukla gözlerini zemine yöneltti. "İyi olduklarını söyleyemem."
"Bir şeyler olmuş. Anlat."
"Prenses uyandıktan sonra sinir krizi geçirdi..."
"Ve?"
"Ve cariyelerinizi soruştururken ikisini öldürdü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP VARİS
FantastikBir prens olarak çoğu şeye sahipti, neredeyse her şeye. Tek noksanlığı kutsal bir kan ve biraz pigmentti. Belki de kusurlu olan tek şey, yaşadığı dünyanın ta kendisiydi. Kehaneti henüz doğmadan tüm krallığa yayılmıştı. Başlangıç Tarihi: 15.10.2020 #...