Bu bölüm tamamen Ryul ve Theon'la ilgilidir.
Gelin sizle bu iki huysuz kardeşin geçmişine bir yolculuk yapalım.
Keyifli okumalar dilerim.
****************
Ryul, kral babası ve kralın ilk ve nikahlı eşi olan kraliçe annesinden veliaht olarak ağustos ayında dünyaya geldi. Annesi ülkenin en zengin ve saygın ailelerinin birinin kızıydı, dolayısıyla son derece güçlüydü. Bu evlilik sayesinde kraliyet, olduğundan çok daha güçlü hale gelmişti, ki kralın istediği de buydu.
Kraliçe kraldan bir oğlan doğurduktan sonra artık oturduğu taht sarsılamaz bir konuma gelmişti. Kral, onunla severek evlenmemişti fakat ona derin bir saygı duyuyordu.
Kraliçe eşinden göremediği sevginin yoksunluğunu tüm sevgisini oğluyla ilgilenerek kapatıyordu.
Ryul son derece sağlıklı ve hareketli bir bebekti, oldukça erken bir yaşta yürütmüştü. Son derece kıvrak zekalıydı, annesinin söylediği her şeyi anlıyor ve tepki veriyordu.
Yaşı ilerlemeye başladığında çoğu işini kendi görmeye başlamıştı, annesi onu diğer annelerin aksine en başından beri bağımsız olması için eğitmişti. Annesi oldukça sert bir anneydi, oğlunun ilerde karşılaşacağı zorluklara göğüs germesini istiyordu. Ona her zaman veliaht olduğunu, geleceğin kralı olduğunu ve ona göre davranması gerektiğini aklına kazımıştı. Annesi dahil çevresindeki herkes ona saygıyla sesleniyordu.
Oğlunun fazla enerjisini onun yararına çevirmek için Ryul'u çok küçük yaşta savaş sanatlarına yönlendirdi. Bunun yanında genel eğitimi için ülkenin en iyi hocalarını tutmuştu.
Ryul'un savaş sanatlarına doğuştan gelen bir yeteneği ve ilgisi vardı, tam da bir veliahttan bekleneceği gibi. Ryul'un günden güne artar başarıları annesinin göğsünü kabartıyordu. Sadece annesinin değil babasının da beğenisini toplayan Ryul'un annesi eserinden gurur duyuyordu.
Veliaht içine kapanık biri değildi, aksine insanlarla iletişim kurmayı seviyordu. Henüz daha küçük bir çocuk olan ve içinde olduğu durumu tam olarak kavrayamayan Ryul insanlara karşı nazik ve saygılıydı. Bu durum annesini son derece rahatsız ediyordu. Annesi, bakıcıları ve hocaları tarafından insanlara karşı mesafeli olması ve onlara üstten konuşması gerektiği defalarca tembihlendi.
Küçük Ryul bu durum karşısında zorlansa da annesini hayal kırıklığına uğratmamak için bunu yaptı ve bir zaman sonra buna alıştı.
Kraliçenin huzurlu zamanları Ryul yedi yaşına geldiğinde son bulmuştu. Kral saraya ganimet olarak getirilen yabancı bir cariyeye gönül vermişti. Kral, kızıl saçlı, mavi gözlü bu kadına gönülden bağlanmıştı ve gözü ondan başka bir şey görmüyordu. Bu durum başta kraliçe olmak üzere tüm saray ekranının dikkatini çekmişti. Kadın, kralın o kadar ilgisini çekiyordu ki kralın büyülendiğini söyleniyordu. Kraliçenin telaşı, bu cariyenin gebe kalmasıyla artan dedikodularla birlikte paralel bir şekilde artmıştı. Kraliçe paranoyanın pençesine düşmüştü ve oğluna karşı çok daha korumacı bir hale gelmişti. Her gece tanrıya o kadının bir kız doğurması için dua etti.
Dokuz ay sonra bu cariyeden Theon doğdu.
Herkesin merakla doğmasını beklediği bu bebek, normaldi. Boynuzları ya da kuyruğu yoktu, son derece babasına benziyordu. Siyah saçları, koyu renk olacağı bariz çekik gözleri vardı.
Bebeğin son derece normal olması ve söylendiği gibi bir canavar olmaması insanları susturmuştu. Söylentiler azaldıkça kraliçe de sonunda rahat bir nefes alabilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP VARİS
FantasyBir prens olarak çoğu şeye sahipti, neredeyse her şeye. Tek noksanlığı kutsal bir kan ve biraz pigmentti. Belki de kusurlu olan tek şey, yaşadığı dünyanın ta kendisiydi. Kehaneti henüz doğmadan tüm krallığa yayılmıştı. Başlangıç Tarihi: 15.10.2020 #...