59. Bölüm

175 22 35
                                    

Prenses Lari uyandığından beri büyük bir utanç içerisindeydi. Odasından dışarı adımını dahi atmamıştı. Her şeyi uyandıktan sonra nedimesinden öğrenmişti.

"Bana papatya çayı getir," dedi Lari şakaklarını ovuştururken.

"Prensesim, gelin dışarı çıkıp bir hava alalım. İyi gelir."

"Nasıl dışarı çıkabilirim? Çok utanıyorum. Şu an haremde ne kadar cariye varsa hepsi beni konuşuyor olmalı."

"Prensesim, kendinize fazla yükleniyorsunuz. Siz yanlış bir yapmadınız."

"Yanlış bir şey yapmadım mı?" dedi Lari nedimesinin rahatlığına sitem edercesine. "Sarhoş olup bir erkeğin kollarında taşınmak ne zamandır doğru oldu? Bu bir rezalet."

"Bu sadece bir kazaydı, lütfen biraz rahatlayın."

"Bu bir kaza değil, bir hataydı ve ben hata yapabilecek biri değilim. Ben bir prensesim, hem de dul bir prenses. İki kez dikkatli olmam gerekirken yaptıklarıma bir bak."

"Yapmayın, Rikhai Bey kimsenin görmediğini söyledi."

"Sadece onun bilmesi bile yetmez mi?"

"Kimseye söylemez, merak etmeyin. Hem, onun sizin hakkında kötü bir fikre kapılmayacağı bariz."

"Ne demek istiyorsun sen?"

"Prensesim bağışlayın lakin siz bugüne kadar üzerinize düşen tüm vazifeleri fazlasıyla yerine getirdiniz. Size söylenen her şeyi yaptınız. Herkes sizin saray kurallarına ne denli bağlı olduğunuzu bilir. İstemeyerek evlendiğinizde hadi buna karşı gelmediniz. Sizin hakkınızda bir şey söylemek kimsenin haddi değil."

"Öyle mi dersin?" dedi Lari ve biraz olsun rahatlamayla gergin omuzlarını indirdi.

"Tabii ki. Hem..."

"Hem ne?"

"Hem o bu durumdan rahatsızmış gibi görünmüyordu."

"Ne geveliyorsun sen?"

"Prensesim, siz hala genç ve güzelsiniz. Sahip olduğunuz bu güzelliği bir dul olarak sarayda yaşayarak mı solduracaksınız? Rikhai Bey de hem bekar hem de majestelerinin sadık bir adamı. Kendileri sizin için uygun bir eş adayı."

Lari öfkeyle eteklerini kavradıktan sonra ayağa kalktı. "Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Senin haddine mi düşmüş bana bunları söylemek?"

"Prensesim bağışlayın, ben artık sizi mutlu görmek istediğim için bunları söylüyorum. Evlendiğiniz günden beri yüzünüzü bir kez olsun gülerken görmedim. Artık biraz olsun sizin de mutlu olmayı hakkınız var."

"Kes sesini!" diye bağırdı Lari öfke saçan gözlerini kocaman açarak. "Sen sadece kendi işine bak."

"Emredersiniz."

Lari'nin elleri asil bir şekilde önünde birleşti ve sırtını dikleştirdikten sonra "Bahçeye çıkıp hava alacağım," dedi. "Yalnız."

Odasından çıktı ve gözleriyle etrafta gezen cariyelerin üzerinde gezdirerek yürümeye başladı. Cariyelerin hal hareketleri ve bakışlarından duyup duymadıklarını anlamaya çalıştı. Her şey olağan görünüyordu.

Usulca merdivenleri indi ve bahçeye çıkan koridorda ilerlemeye başladı. Dik bir başla adımlarına devam ederken bir sesle sıçradı.

"Prenses!"

Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldıktan sonra sese doğru döndü. Khai hemen önünde belirmişti.

"Majesteleri," dedi Khai başı yere eğilirken.

KAYIP VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin