4. Bölüm

1.6K 88 30
                                    

Multimedya: Veliaht Prens Ryul

Keyifli okumalar.

******************

Theon gözlerini araladı ve hızla doğruldu ve ellerini yatağın üzerine yasladı. Tüm vücudu ter içindeydi, uzun zamandır görmediği kabuslar geri dönmüştü. Derin bir nefes alıp şakaklarından süzülen ter damlalarını elinin tersiyle sildi. Yumuşak ipek çarşafın üstüne otururken gün ağarmaya yüz tutmuştu. Elini üzerine yapışan kıyafetine götürdü ve ince beline sarılmış kuşağı çekip ondan kurtuldu.

"İçeri gelin."

Genç prens hizmetlilerinin yardımıyla çıkmak için hazırlandı. Kadınlar, her zaman olduğundan daha fazla gergin ve temkinli davranıyordu; bu her hallerinden okunuyor, hatta sesleri bile çıkmıyordu.

Theon da onlarla uğraşmadı, kaldı ki uyandığından beri aklında olan tek şey prensesti. Nyana, o gün Theon'un hizmetinde olan iki kadını sırf konuştukları için öldürmüş ve diğerlerine örnek olması için konutun kapısında sergilemişti. Theon, insanların onun hakkındaki türlü konuşmalarına şahit olsa da kimseyi öldürmemişti. Günden güne daha büyük bir belaya çekildiğini hissediyordu.

Ben bu kadınla ne yapacağım?

Theon dairesinden çıktı ve önünde bekleyen Layne ile karşılaştı.

"Günaydın, efendim." dedi Layne ve prensi selamladı.

"Günaydın, "dedi Theon ve yürümeye başladı. "Saraya gidelim, işlerimiz var."

"Efendim, prenses kahvaltı için sizi bekliyor."

Theon içine derin bir nefes çekti ve gözlerini yumdu. "İşim olduğunu söyle."

"Peki efendim." dedi Layne.

Theon ve Layne çıkışa doğru yaklaşırken Theon'un adımları kesildi. "Vazgeçtim." dedi ve adımlarını gerisin geri çevirdi. Prensesin kaldığı daireye gitti ve içeri girdi.

Theon'u gören Nyana oturduğu yerden kalktı ve gülümseyerek selam verdi. "Ben de sizi bekliyordum."

Yere kadar uzanan beyaz elbisesinin içinde bir melek gibi ışıldıyordu. Bir önceki gün kanlar içinde gördüğü kadınla aynı kişi olamayacak kadar zarif ve zararsız görünüyordu.

Theon ona doğru yanaştı ve kahvaltı masasına oturdu, gözlerini gümüş yemek kaplarına dikti.

"Daha önce birlikte yemek yiyememiştik." dedi Nyana ve oturdu. Theon, ahşap masanın üzerinde ritim tutan parmaklarını durdurdu ve ifadesiz gözlerini yemeklerden ayırıp Nyana'nın yuvarlak gözlerine çevirdi.

"Bu tür rutinleri birlikte gerçekleştirmemize gerek yok. Sizin de beni her sabah görmek istemediğinize eminim. Birbirimizi olabildiğince az görmek ikimiz için de iyi olur." Theon'un dudakları dümdüz ve sesi soğuktu.

Nyana'nın dudakları yukarı doğru kıvrıldı. "Bana o gün olanlar için hala kızgın mısınız?"

"Hayır, değilim." dedi Theon ve kafasını yana çevirdi.

"Peki, o halde?" Nyana başını yana doğru eğdi.

"Bakın prenses," dedi Theon işaret parmağıyla ahşap masaya vurarak. "Tüm o insanlar, benim hizmetimdeki insanlar. Böyle bir konu sadece beni ilgilendirir. Siz kendi işlerinizle ilgilenin."

Nyana güldü ve yüzünün önüne düşen saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Sizin hakkınızda ne söylediklerini biraz bile merak etmiyor musunuz?"

KAYIP VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin