7. Bölüm

1.4K 66 43
                                    



***

Theon zorlukla gözlerini araladı, doğruldu; başını ellerinin arasına aldı ve şakaklarını ovuşturdu.

"Uyanmışsınız."

Theon sese doğru döndüğünde, Nyana masada oturmuş önündeki kağıda bir şeyler yazıyordu.

Theon üzerindeki örtüyü attı ve bacaklarını aşağıya sarkıttı. "Burada mı uyumuşum?" diye söylendi.

"Çok içmiş olmalısınız." dedi Nyana ve elinde bardakla prense doğru yürüdü. Theon suyu büyük bir iştahla kafasına dikti. "Buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyorum." Gözlerini kapayıp başını sağa sola salladı.

"Yardımcınız getirdi."

"Layne," dedi ve güldü. "Ona eğlenmesini söylemiştim."

"Öğlen olmak üzere," dedi Nyana. "Hazırlanmalısınız."

Theon ayağa kalktı. "Orada kimse var mı?"

Kapı aralandı ve hizmetliler gelip prensin giyinmesine yardım etti. Theon kıyafetlerinin artık daha bol gelmeye başladığını fark etti, eliyle kıyafetini sallayarak bedeniyle arasındaki boşluğu kontrol etti.

Theon kıyafetinin kollarını düzelttikten sonra yatağına oturdu. Gözde cariyesi Elani, prensin toplanmış dağınık saçlarını açıp omuzlarından aşağıya saldı. Nyana'nın gözleri Elani'nin kulaklarında sallanan elmas küpelere kilitlenmişti.

"Ben yaparım," dedi Nyana gülümseyerek. "Çekilebilirsin." Elani başını eğip prensten geri adımlarla uzaklaştı.

Theon, kaşlarını kaldırarak prensese baktı. Nyana usulca Theon'un arkasına geçti ve saçlarına dokundu. Prensin koyu renkli gür saçlarını taradıktan sonra sıkıca topladı ve uzun bir kumaşı saçına doladı. "Prensin yemeğini getirin."

Prens yemek sofrasına oturdu, çeşit çeşit yemek dolu kaplarda gözlerini gezdirdi. Ağzına yemek götürecekken duraksadı ve elini geri indirdi.

"Sen," dedi eliyle yemeği getiren kadını işaret ederken. "Ye."

Kadın şaşkın gözlerle prense baktı. "Efendim, ben..." Kadının sesi titriyordu.

Theon elini sertçe masaya vurduktan sonra ayağa kalktı ve parmaklarıyla sertçe kadının boğazını kavradı. "Neden yemiyorsun?" Parmaklarını sıkılaştırdı.

Kadının yüzünü kızarmıştı, nefes alamıyordu. "Seni kim gönderdi?" Theon bağırıyordu.

Nyana araya girip prensi geri itti. "Konuşmasına fırsat vermiyorsunuz."

Kadın yere düştü ve elleriyle boynunu tutup öksürdü, korkudan gözyaşları süzülüyordu. "Efendim, yediğiniz yemekte mantar var," dedi, hızla soluk alıyordu. "Mantar bana dokunuyor, eğer yeseydim zehirli olduğunu düşünürdünüz."

Nyana yemekten bir kaşık alıp ağzına attı. "Kimse sizi öldürmeye çalışmıyor." Eliyle kadına çıkmasını işaret etti.

Theon'un adımları geriledi ve elini başına götürdü. Zihni günden güne daha fazla bulanıyordu. "Beni yalnız bırak." Yatağa gitti ve başını elleri arasına aldı.

Nyana prensin yanına gidip oturdu ve prensin başında duran elini indirerek elleri arasına aldı. "Son zamanlarda her şeyden kuşku duyar oldunuz."

Theon elini çekti. "Son birkaç senedir 'Acaba bugün de suikasta uğrar mıyım?' diye düşünmediğim bir günüm bile olmadı."

Nyana prensin yüzüne dokunup yavaşça kendine bakmasını sağladı.

KAYIP VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin