72. Bölüm

139 22 0
                                    

Merhaba! Uzun zamandır hikayeye devam etmekle ilgili problem yaşıyordum. Bu yüzden hikayeyi taslağa alıp ufak bir düzenleme yaptıktan sonra tekrardan yayımladım. Sebep olduğum bilirim yığını için kusura bakmayın ^^

Keyifli okumalar.

****

Gece yarısı olmuştu. Saray sessizliğe büründüğünde Theon ve Layne ayrılmak için son hazırlıklarını tamamladılar.

Atlarına binip buluşmanın gerçekleşeceği karanlık ormanın girişine vardıklarında ellerinde meşaleler tutan bir grup siyah giyimli peçeli adam onları karşıladı.

Atlarından inip adamlara doğru yürüdüler. Peçeli adamlardan biri Theon'a doğru yaklaştı ve başını eğerek selamladı. "Biz de sizi bekliyorduk, Prens Theon. Size eşlik etmemize izin verin. Bu dakikadan sonra güvenliğiniz bizim teminatımız altındadır."

"Nedense hiç güven vermiyor," dedi Theon.

"Size ve yaverinize hiçbir zarar gelmeyecek, buna söz veriyoruz. Lütfen beni takip edin."

Theon gerginlikten kaskatı bir halde dikilen Layne ile göz göze geldikten sonra adamın peşinden karla örtülmüş karanlık ormana doğru yürümeye başladı.

Theon ve Layne etraflarına kurulmuş insan çemberi içerisinde, meşalelerin aydınlattığı yollardan ormanın içlerine doğru ilerlemeye başladı.

Layne'in ormanın içine konuşlandığı adamlar ağaçların tepesinde sessiz bir şekilde en ufak bir harekette müdahale etmek üzere hazır olda bekleyip tepeden onları izliyordu.

Ayakları altında ezilen karın çıkardığı sesler eşliğinde karanlık ormanın içine gittiler. Bir süre daha yürüdükten sonra görünmez karanlığın içinden gelen zayıf ışığı gördüler.

Işığa doğru yol aldıklarında meşalelerle aydınlatılmış bir açıklığa çıktılar. Beyaz maskeli örgüt lideri yanında sözcüsüyle birlikte onları bekliyordu.

Theon ve Layne onlara doğru yürüdü ve karşılarına dikildi.

"Hoş geldiniz, Prens Theon. Umarım size layıkıyla eşlik etmişlerdir," dedi sözcü.

"Sadede gelin," dedi Theon bakışlarını maskenin ardındaki kardeşinin gözlerine dikerek. "Amacınız ne?"

"Biz sizin düşmanınız değiliz," dedi sözcü. "Biz size yardım etmek için buradayız."

"Öyle mi?" dedi Theon gülerek ve ardından hemen kaşları çatıldı. "Beni defalarca öldürmek isteyen herifler, bana yardım mı etmek istiyor? Buna inanmamı mı bekliyorsunuz?"

"Emin olsun majesteleri, sizi gerçekten öldürmek isteseydik şu anda bu konuşmayı yapıyor olmazdınız. Amacımız size zarar vermek değil."

"Aynı piçler olduğunuzu nereden bileceğim? Malum, bir korkak gibi peçelerin ardına sığınıyorsunuz."

Lian siyah cübbesinin önünü araladı ve içindeki gömleği yukarı doğru çekerek karnındaki yara izini gösterdi.

"Seni piç," dedi Theon. "Demek hala yaşıyorsun."

"Şüphelerinizi giderdiğinize göre, sanırım konuşmaya başlayabiliriz."

"Konuşmak? Siz benim yaverimi kaçırdınız," dedi Theon yumruklarını sıkarak. "Onu bulduğumda ölmek üzereydi."

"Lakin size bir şey olmadı, öyle değil mi?"

"Yaverime yapılan hakareti kendime yapılmış sayarım. Siz bana en yakın adamı öldürmeye çalıştınız."

KAYIP VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin