Öğlen olmuş fakat prenses Nyana hala yatağından dışarı adımını atmamıştı. Dün Theon ile aralarında geçenlerden sonra gece zar zor uyumuş ve nedimesinin tüm ısrarlarına rağmen hiçbir şey yememişti.
Telaşlı nedime prensesin yemesini ümit ederek elinde tepsiyle prensesin yattığı yatağa yanaştı. "Prensesim, size en sevdiğiniz tatlıdan getirdim."
"Yemeyeceğim," dedi Nyana, bakmaya bile tenezzül etmedi.
"En azından bir tadına bakın. Siz bu tatlıyı çok seversiniz."
"Sana yemeyeceğim dedim!"
"Lütfen böyle yapmayın. Sabah da bir şey yemediniz. İki lokma bir şeyler yiyin. Size bir şey olacak diye korkuyorum."
Nyana şişmiş kırmızı gözlerini başında dikilen yaşlı nedimesine çevirdi. "Götür dedim, bana lafımı ikiletme."
"Yapmayın, böyle giderse hasta olacaksınız."
"Çık dışarı!"
Geri çekilen nedime hemen tepsiyi dışarı çıkardı. Tepsiyi mutfağa götürmesi için başka bir cariyeye verdikten sonra bir alt kata indi ve yaver Layne'i aramaya koyuldu.
Birkaç harem ağasına nerede olduğunu sorduktan sonra sonunda onu saraydan çıkmak üzere iken avluda buldu ve hemen yanına gitti.
"Efendi Layne," dedi yaşlı kadın nefes nefese. "Lütfen yardım edin."
"Sorun nedir?" diye sordu Layne yaşlı kadının telaşını gördükten sonra.
"Yaşananlardan haberiniz var mı?"
"Evet," dedi Layne sıkıntıyla.
"Prenses dün geceden beri ağzına tek lokma koymadı. Tüm gece ağlamaktan perişan oldu. Yatağından çıkmıyor, en sevdiği tatlıyı bile yemeyi reddetti."
"Benden tam olarak ne yapmamı istiyorsunuz?"
"Lütfen prens hazretleri ile konuşun. Prensese bir şey olacak diye korkuyorum."
"Prens Theon bu konuda konuşmamı yasakladı. Elimden bir şey gelmez."
"Lütfen onunla konuşmayı deneyin. Hiç değilse prenses ile tekrardan konuşsunlar. Ne olur yardım edin."
Layne, işiteceği şeyleri gayet iyi bildiğinden sıkıntıyla iç çekti. "Denerim fakat çok ümitlenmeyin."
"Çok teşekkür ederim."
Yaşlı kadın gittikten sonra Layne başını kaldırıp gri gökyüzüne baktı. "Haydi bakalım Layne. Git de azarını işit."
Tekrar sarayın içine girdi ve isteksiz adımlarla Theon'un kapısına gittikten sonra kapıyı çaldı.
"Gel."
Layne içeri girince Theon önündeki işleri bırakıp arkasına yaslandı. "Teftişe gitmemiş miydin? Neden döndün?"
"Efendim, sizinle konuşmam gereken bir konu var."
"Söyle."
"Prenses..."
"Sana onun hakkında hiçbir şey duymak istemiyorum demedim mi?" dedi Theon öfke yayan gözlerle.
"Ama efendim, bilmek isteyeceğinizi düşünüyorum."
"Ne var?"
"Prenses dün geceden beri hiçbir yemiyor, yatağından bile çıkmıyormuş."
"Yani?" dedi Theon donuk gözlerle. "Ne yapmamı bekliyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP VARİS
FantastikBir prens olarak çoğu şeye sahipti, neredeyse her şeye. Tek noksanlığı kutsal bir kan ve biraz pigmentti. Belki de kusurlu olan tek şey, yaşadığı dünyanın ta kendisiydi. Kehaneti henüz doğmadan tüm krallığa yayılmıştı. Başlangıç Tarihi: 15.10.2020 #...