KAYIP VARİS

10. Bölüm

Keyifli okumalar dilerim.

******************

Prens Theon kadının kollarında hareketsizce yatarken bir grup kılıç kuşanmış adam geldi. Adamların hepsi siyah giyinmişti ve yüzleri peçeyle saklanmıştı.

Liderleri ata doğru yöneldi ve, "Prensi indirin," dedi.

Adamlar prensi yere indirip bir ağaca sıkıca bağladı.

"İyi iş çıkardın," dedi liderleri ve elini hala atın üstünde oturan kadına uzattı. Kadın uzun boylu adamın elini tutup yere indi ve ardından elbisesini düzeltti, "Biliyorum," deyip gülümsedi. "Yakışmış mı?" diye sordu kadın elbisesinin eteklerini tutarak. Adam cevap vermedi ve prensin bağlı olduğu ağaca doğru yürüdü.

"Gözlerini bağlayın," diye emretti gür sesli adam.

Adamlar bir bez parçasıyla prensin gözlerini bağladı. Prensin vücudu ağaca sabitlenmiş, başı aşağı doğru sarkıyordu.

Çete lideri yere oturdu ve prensi izlemeye başladı. "Ağzınızdan çıkan her şeye dikkat edin," dedi. "Yoksa hepinizin canına okurum."

Genç kadın adamın yanına gelip ayakta dikildi. Hava aydınlanmak üzereydi.

"Ne zaman uyanır?" diye sordu adam.

"Fazla uzun sürmez," diye cevapladı kadın.

"Onu bulmaları da çok sürmez, bir an önce dönmeliyim." dedi adam.

Kadın derin bir nefes aldı. "Onu bilerek buraya çektim," dedi. "Kolayca bulamazlar."

"Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?"

Kadın güldü, "Sen neden bu kadar gerginsin?" dedi. "Ah, doğru ya unutmuşum," deyip gülümsedi.

"Kapa çeneni."

Theon'un kafası yavaşça sağa sola hareket etmeye başladı; sonunda kendine geliyordu.

Adam oturduğu yerden kalktı ve ellerini birbirine sürterek temizledi. Theon başını sağa sola salladı ve başını yukarı kaldırdı. Vücudunu kıpırdatmaya çalıştı fakat başaramadı. Git gide artan korkusuyla bağlandığı yerden kurtulmaya çalışıyordu.

"Nafile," dedi kadın. "Oradan kurtulamazsın."

"Kimsin sen?" diye sordu Theon.

"Daha önce tanıştık," dedi kadın gülerek.

"Sen," dedi Theon. "Sen beni bayıltan şırfıntısın."

"Evet," dedi kadın. "Ben, o şırfıntıyım."

Theon güldü, "Kiminle uğraştığın hakkında en ufak fikrin yok."

"Sizi çok iyi tanıyoruz, prens Theon," dedi kadın.

Theon'un kıvrılmış dudakları düzleşti. "Benden ne istiyorsun? Kimin için çalışıyorsun?"

"Sizinle anlaşma yapmak istiyoruz."

"Anlaşma mı?" dedi Theon. "Benden alabileceğiniz hiçbir şey yok. Öldürecekseniz, artık öldürün."

"Öldürmek mi?" dedi kadın.

"Bana defalarca saldırdınız!"

Kadın konuşmak için hazırlanırken çete liderinin acı inlemesi yükseldi. Uzaktan gelen bir ok adamın sol kolunu sıyırmıştı. "Kaçın!" diye bağırdı adam kolunu tutarak. Kadın prensin kulağına doğru eğildi, "Ses çıkarmayın," dedi ve sakladığı hançeri çıkarıp prensin sağ koluna kesik attı. Prens Theon acı içinde dişlerini sıkarken kadın konuştu, "Bizim olduğumuzu söyleyemezsiniz yoksa sizin değil doğmamış çocuğunuzun peşine düşeriz. Her şeyi biliyoruz." Kadın diğerleriyle birlikte ormanın derinliklerine doğru koştu. Theon dehşete kapılmıştı, zira eşinin gebeliği henüz duyurulmamıştı.