Haremde yanan yerlerin tadilatı başlamıştı. Mira'nın dairesi kullanamaz hale geldiğinden ona yeni bir daire hazırlanıyordu.
Haremde cariyelerin hep birlikte oturup zaman geçirdikleri ortak bir alan vardı. Orada oturan kadınlar her zamanki gibi yiyip içip zaman geçiriyorlardı. Bir süre sonra ellerinde ağır sandıklar taşıyan harem ağalarının bir bir haremin içinden geçip sandıkları bir yere götürdüklerini gördüler. Sandıkların ardı arkası kesilmiyordu. Tüm meraklı gözler onlara dönmüştü.
Sandıkların sonu bitmeyince cariyelerden biri yerinden kalktı ve yük taşıyan bir harem ağasının yanına gitti ve "Ne için bunlar?" diye sordu.
"Leydi Mira'nın yeni dairesine gidiyorlar. Tutma beni, daha taşınacak bir sürü sandık var."
"Nereden geliyor tüm bunlar?"
"Kral Hazretlerinin hediyeleri."
"İyi, siz devam edin."
Genç kadın cevabını aldıktan sonra arkadaşlarının yanına geri döndü ve öfkeyle oturdu.
"Ne içinmiş bunlar?" dedi diğer kadın.
"Mira Hanım içinmiş," dedi iğneleyerek.
"Bıktım şu kadından."
"Ben de öyle. Onun yüzünden Kral Hazretlerinin yüzünü dahi göremiyoruz."
"Bir şeye de benzese. Kral Hazretleri onda ne buluyor anlamıyorum."
"Evet, haremde o kadar güzel kadın varken odasına gidebilen sadece o."
"O odaya ne olursa olsun gireceğim, bekle ve gör."
Cariyeler kendi aralarında huzursuzluklarını dile getirirken gelen son sandığın arkasından Mira geldi. Parlak mor elbisesinin içinde sandıkların arkasından ağaları takip ediyordu.
Tüm cariyelerin kıskanç bakışları onun üzerindeydi. Mira herkesin bakışlarının üzerinde dolaştığını hissetse de ileri bakarak yürümeye devam etti.
"Kendini kraliçe mi sanıyor?"
Mira bunu duysa da asilce yürümeye devam etti.
"Cadı."
Mira'nın adımları durdu ve sonrasında gözlerini oradaki kadınlarda gezdirdi. "Kim dedi onu?"
Genç cariye ayağa kalktı. "Ben dedim."
Mira ona doğru yürüdü. "Ne saçmalıyorsun sen?"
"Yalan mı? Kral Hazretlerini büyülemedin mi?"
"Ben öyle bir şey yapmadım."
"Öyle mi? Neden o zaman Kral Hazretleri senden başkasına bakmıyor? Senin yüzünden hiçbirimiz onun yüzünü göremiyoruz."
"Benim bu konuyla bir alakam yok," dedi Mira yumruklarını sıkarak.
"Doğru söyle, onu büyülemedin mi? Bir şeye benzesen gam yemeyeceğim."
"Kes sesini."
"Kendini ne sanıyorsun? Kraldan bir kız doğurdun diye kraliçe gibi geziyorsun. Senin de bizden bir farkın yok."
Mira onun üzerine yürüdüğü esnada "Prenses Lari teşrif ettiler," diye seslendi bir harem ağası.
Herkes prensesin gelişini duyduğunda dizlerini kırarak eğildi. Lari ise çatılmış kaşlarla Mira'nın önündeki cariyeye bakıyordu.
Hızla Mira'nın yanına gitti ve sonrasında dizlerini kırmış cariyeye baktı. "Ne saçmalıyorsun?"
"Prensesim ben..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP VARİS
FantasyBir prens olarak çoğu şeye sahipti, neredeyse her şeye. Tek noksanlığı kutsal bir kan ve biraz pigmentti. Belki de kusurlu olan tek şey, yaşadığı dünyanın ta kendisiydi. Kehaneti henüz doğmadan tüm krallığa yayılmıştı. Başlangıç Tarihi: 15.10.2020 #...