KAYIP VARİS

28. Bölüm

Keyifli okumalar dilerim.

*********

Layne, prens Theon ve Yula'nın yardımıyla tekrardan saraya, prensin eski dairesine geri getirilmişti. Theon, Layne'i dairesine kadar taşıdı ve yatağına yatırıp derhal saray hekimini çağırdı.

Layne bilinci kapalı bir şekilde yatarken Theon Layne'in yanına oturdu ve sağ elini elleri arasına aldı.

"İyi olacaksın dostum. Buradayım."

Layne'in solukları düzensizdi ve tüm vücudu ter damlacıklarıyla kaplanmıştı. Theon eliyle Layne'in boynuna ve alnına dokundu. Vücudu içeride bir şeylerin ters gittiğini haykırırcasına yanıyordu.

"Hekim nerde kaldı!"

Theon hemen Layne'in üzerindeki kıyafeti çıkardı ve karnındaki yara ortaya çıktı. Kesik çok büyük değildi ama rengi değişmiş, şişmiş ve sarıya çalıyordu. İyi görünmüyordu.

Nihayetinde hekim elinde taşıdığı büyük çantayla içeri girmişti.

"Çabuk ol!"

Hekim hemen Layne'e doğru yanaştı ve önce nabzını kontrol etti. Theon beklentili gözlerle adamı izliyordu.

"Durumu nasıl?"

"Nabzı çok yüksek."

Hekim Layne'in yarasını kontrol ederken Theon tırnaklarını ısırarak onları izledi.

Hekim çantasından sivri ve uzun bir alet çıkardı. "Buna bakmak istemeyebilirsiniz, majesteleri."

"Ona ne yapacaksın?"

"Yarası iltihaplanmış. İltihabı boşaltmam gerek."

"Devam et."

"Baygın olduğu için şanslı," dedi hekim ve elindeki aleti Layne'in yarasının içine soktu. Yaranın içinden yoğun, sarı renkli sıvı akmaya başladı.

Theon yüzünü buruştu ve izlemeye devam etti. "Küçük bir yara nasıl bu hale gelebilir?"

"Gereken tedavi yapılmamış."

Hekim yaranın içinden tüm iltihabı boşalttı ve yarayı güzelce temizledikten sonra yarayı dikti.

"Bitti mi?"

"Majesteleri, ben yapabileceğim her şeyi yaptım."

"Ne demek istiyorsun?"

"Kanına iltihap karışma ihtimali var. Bundan sonra yapabileceğimiz tek şey ilaçlarını verip durumunu gözlemlemek."

Theon hekimin yakalarından sertçe çekti. "O uyanamazsa, sen de sonsuza dek uyursun. Beni anladın mı?"

Yaşlı adam korkuyla başını salladı. "Evet, majesteleri."

"Git ve ilacını hazırla."

Hekim hızlı adımlarda dışarı çıkarken Theon tekrardan Layne'in yanına oturdu.

"Beni duyuyor musun, Layne?"

Layne hiçbir bir tepki vermeden yatıyordu.

Theon sıkıntıyla ciğerlerine hava doldurdu. "Haydi ama Layne. Bu kadar küçük bir yarayla ölecek adam mısın sen? Beni hayal kırıklığına uğratıyorsun."

Theon Layne'in elinin üzerine iki kez avucunun içiyle dokundu. "Burası sensiz çok sıkıcı. Söylenebileceğim kimse yok." Theon güldü. "O yüzden uyansan iyi edersin koca adam. Söz, sana soru sormayacağım."

Theon kendi kendine Layne ile konuşmaya devam ederken bir süre sonra kapı tıklandı.

"Gel."