Kardeşlerin kavgasının gürültüsü Theon'un kulağına gelince yerinden fırladı ve hemen oraya gitti. Odaya girdiğinde Lian'ın sağ elini küçük kardeşi Mance'nin boğazına sarılı olduğunu gördü.
"Lian!"
Lian kan çanağı olmuş gözlerle Theon'a doğru döndü. "A-abi?"
Theon ona doğru atıldı ve geri doğru itti. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
Lian zangırdayan elini kendine doğru çevirdi. "B-ben..."
"Ona kızma!" diye bağırdı Mance. "Ben başlattım!"
Theon kardeşi Mance'nin kan içinde dağılmış suratını görünce dehşetle Lian'a baktı. "Hasta bir çocuğa el mi kaldırdın?"
"Onun bir suçu yok!" diye bağırdı Mance. "Ben hak ettim! Ona ağza alınmayacak şeyler söyledim!"
"Kes sesini Mance," dedi Theon ve ardından Lian'a döndü. "Yaptığına inanamıyorum. Yıkıl karşımdan."
Lian başını eğdi ve hiç karşı koymadan kapıya doğru yöneldi ve odadan çıktı. Yaptıkları yüzünden kendini yeterince aşağılık hissediyordu. Bu, kardeşine vurduğu ilk ve tek zamandı. Kimsenin yüzüne bakacak yüzü yoktu.
Theon delice hıçkıran kardeşine yaklaştı ve yanına oturdu. "Mance."
Mance korkuyla ağabeyinin kolunu tuttu. "Abi, ne olur anneme söyleme! Onun kulağına giderse abime çok büyük cezalar verir! Lütfen."
"Peki," dedi Theon ve yatışması için eliyle kardeşinin sırtını sıvazladı. "Peki yüzünü nasıl saklayacaksın?"
"Yürümeye çalışırken düştüğümü söylerim. Zaten yürüyemiyorum."
"Bu hiç düşmüş bir yüze benzemiyor."
"Abi, lütfen."
"Peki, burada bekle hemen geliyorum."
Theon yerinden kalktı ve kapının önüne çıktı. Layne meraklı bir şekilde orada bekliyordu.
"Efendim, bir sorun mu var?"
"Hayır, Mance sadece ayağını burkmuş. Çabuk soğuk bir şeyler getir."
"Emredersiniz."
Layne çarçabuk dışarı çıktı ve deri bir kesenin içine kar doldurduktan sonra Theon'a getirip verdi. "Buyurun."
"Sağ ol Layne, sen odana dönebilirsin."
Keseyi alan Theon tekrardan kardeşinin yanına döndü ve keseyi uzattı. "Bunu yüzüne koy, şişliğini alır."
Mance ikiletmeden keseyi aldı ve yüzüne bastırdı. Gözyaşları şırıl şırıl akıyordu.
Theon tekrardan elini kardeşinin omzuna koydu. "Neler oldu, anlat bana."
"Önemli değil, tartıştık işte."
"Yüzün bu hale geldikten sonra buna inanmamı mı bekliyorsun?"
"Abi lütfen bir şey sorma!" deyip hıçkırdı Mance. "Sadece benim hatamdı."
Theon bu konuda kötü hisler sahibi olsa da küçük kardeşini zorlamak istemedi. "Pekâlâ."
"Hem kardeşler hep kavga etmez mi? Siz de majesteleri veliahtken çok kavga ederdiniz."
"Biz hala kavga ediyoruz."
Mance gülümsedi ve başını ağabeyinin omzuna yasladı. Theon da elini kardeşinin başına koyup okşadı. Mance'yi zorlamamak için ses etmese de bir şeylerin fazlasıyla ters gittiğinin gayet farkındaydı. Normal şartlarda Lian'ın değerli kardeşi Mance'ye hiçbir şekilde el kaldırmayacağını gayet iyi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP VARİS
FantasyBir prens olarak çoğu şeye sahipti, neredeyse her şeye. Tek noksanlığı kutsal bir kan ve biraz pigmentti. Belki de kusurlu olan tek şey, yaşadığı dünyanın ta kendisiydi. Kehaneti henüz doğmadan tüm krallığa yayılmıştı. Başlangıç Tarihi: 15.10.2020 #...