26. Bölüm

486 33 89
                                    

Keyifli okumalar dilerim.

*****************************

Prens Theon normalde kalktığından daha erken saatlerinde uyandı. Uyurken yüzünde oluşan gülümseme gözlerini araladığında solmuştu. Üzerindeki örtüyü kaldırdı ve ayak ucuna oturdu.

"Orada biri var mı?"

Kapı aralandı ve uzun bir süre ardından Elani'nin de aralarında olduğu bir grup kadın önceden olduğu gibi prensi hazırlamak için içeri girdi.

Her zamanki hazırlıklar bittikten sonra Theon ayaklandı. "Kırmızı olanı getirin."

Elani prensin en sevdiği kıyafeti getirdi ve giymesindeki yardımcı oldu. Theon kıyafetinin yakalarını düzeltti ve yukarıdan Elani'nin gözlerine bakarak belindeki kuşağı iyice sıktı. Elani çekinceyle prensin gözlerine baktı ve tepkisini gözlemledi.

Theon bomboş gözlerle ona baktı. "Takılarımı getir."

Genç prens aynasının önüne geçti ve ona uzatılan kutunun içinden bir çift altın küpeyi çıkarıp yüzünü hafifçe kırıştırarak kapanmaya yüz tutmuş kulaklarına geçirdi. Ardından kutunun içinden birkaç yüzük seçip parmaklarına taktı.

Tüm hazırlık bittikten sonra kapısını açtı ve her zaman orada olan yüzü göremedi. Koridorun sağına ve soluna baktı. "Layne nerede?"

"Dün odasına girdikten sonra bir daha çıkmadılar."

"Tamam, işinize bakın."

Theon koridora çıktı ve Layne'in dairesine doğru ilerlemeye başladı.

O sırada prens Lian Layne'in odasına yeni girmişti. Hızlıca odayı süzdüğünde masanın üzerindeki çıkarılmış kıyafetleri ve üzerindeki mektubu gördü.

Aceleyle oraya gidip mektubu eline aldı. Mektubu tam açacakken Theon odaya girdi. "Hala uyuyorsan seni geberteceğim."

Lian hızlıca vücudunu ona doğru çevirdi ve mektubu arkasında sakladı.

Theon kardeşiyle göz göze geldi. "Burada ne işin var?"

"Ben..."

"Neyse umurumda değil. Layne'i gördün mü?"

"Hayır, burada değil."

Theon masanın üzerindeki katlanmış kıyafetleri fark etti ve yanaştı. Layne'e ait kişisel eşyalar da geride bırakılmıştı.

Theon Layne'e daha önce hediye ettiği hançeri masanın üzerinden aldı ve üzerine baktı ve güldü. "Demek sen de beni bıraktın."

"Belki de yanlış yorumluyorsunuz."

Theon elindeki hançeri havada salladı. "Layne bunu ölse bile yanından ayırmazdı," dedi Theon ve hançeri masanın üzerine geri attı. "Burada gördüğün her şeyi ona ben verdim. Bunun başka bir anlamı olamaz. Tüm bu saçmalıklardan o da sıkılmış olmalı."

"Majesteleri, eminim haklı bir sebebi vardır."

Theon şüphe dolu bakışlarla kardeşini süzdü. "Sen bu saatte neden buraya gelmiştin? Rüyanda görmüş olmalısın."

"Sizi görmek için gelmiştim. Beklerken Layne'in dünden beri odasından çıkmadığını söylediler, ben de ona bakmak için buraya girdim. O sırada da siz geldiniz."

"Öyle mi?" dedi Theon ve kardeşinin üzerine doğru birkaç adım attı. "Önce ondan şüphelendin ve bunu açık açık dile getirdin fakat daha sonra onunla pek bir ilgilenir oldun. Neler karıştırıyorsun Lian?"

KAYIP VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin