Fark ettim ki bazen Wattpad güncelleme bildirimleri okuyuculara iletilmiyor. Lütfen bir önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun ^^
Keyifli okumalar dilerim.
*********
Gece yarısı olduğunda Sayon eski öğrencilerine eğitim verdiği okula doğru yola düştü. Elinde gaz lambasıyla yürürken eski okul binasına doğru ormanın içinde yürüdü.
Orman sisle kaplanmıştı.
Adımları ilerledikçe ormanın içinden bir sızlanma sesi duydu. Adımlarını sesin geldiği yöne doğru çevirdi ve sese doğru yaklaşmaya başladı.
Bir insan sesiydi.
Sese doğru iyice yaklaştığında sisin ardında bir ağacın altında birinin oturduğunu gördü. Acı içinde ağlıyor gibi görünüyordu.
Gözlerini kıstı ve elindeki lambayı ileri doğru uzatarak oradaki kişinin yanına gitti.
Ağanın altına sığınan adam kollarını kendine sarmış, başını dizlerine yaslamış titriyordu.
Sayon lambayı onun yüzüne doğru uzattı. "Yaralı mısın?"
Adam yüzünü gömdüğü dizlerinden ayırdı ve yüzünü yukarıdan ona bakan Sayon'a çevirdi.
Sayon'un gözleri adamın yüzünü gördüğünde ardına kadar açıldı. Prens Lian'ın açık renkli gözlerinin göz bebekleri lambanın ışığıyla küçülmüştü.
Lian kana bulanmış elini göğsüne bastırırken "Bana yardım et..." diye fısıldadı; dudakları titriyordu. "Beni öldürecekler... Peşimdeler."
Sayon kaşlarını çattı ve Lian'ı tepeden tırnağa süzdü.
Lian kana bulanmış elleriyle Sayon'un elbisesin eteklerini yakaladı ve kafasını dizlerine yasladı. "Usta... Bana yardım et."
Sayon yutkundu ve hızla aldığı soluklar içinde ayaklarına kapanan Lian'a baktı. Bir adım geri attı ve Lian'ın ellerinden kurtuldu. Lian ellerinin üzerine düştü ve yüzü yere doğru bakarken ağzından kan döküldü.
Sayon'un vücudundaki tüm kaslar sonuna kadar gerilmişti; elinde tuttuğu lamba tıngırdıyordu.
Lian sahip olduğu son güçle ellerinin üzerinde Sayon'a doğru yürüdü ve bacağına sarıldı. Yüzünü yukarı kaldırdı ve Sayon'un yüzüne baktı.
"Özür dilerim, usta... Sana yaptığım her şey için."
Sayon'un tüm vücudundan ter fışkırırken Lian kırmızıya bulanmış dudaklarla konuşmaya devam etti: "Başına gelen her şey için... Seni istemediğin halde benimle olmaya zorladığım için... Sen benim hayatımda güzel olan tek şeydin. Senin beni terk etmen düşüncesine katlanamadım. Saygı duyduğum tek insan sendin. Beni hayatta tutan tek şey senden ders almaktı." Lian Sayon'un bacağına daha sıkı sarıldı. "Ama bak, sen beni öldürüyorsun Usta..."
Sayon gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldıktan sonra dizlerinin üzerine çöktü. Eliyle Lian'ın çenesini yukarı kaldırdı. "Sus ve sadece bana yaranı göster."
Lian zangırdayan elini kaldırdı ve göğsünü gösterdi.
Sayon Lian'ın kıyafetinin yakasını aralamasıyla yüzünü ekşitti.
Lian'ın göğsünde boydan boya derin bir kesik vardı.
"O kadar kötü, ha?" diye sordu Lian kırmızı dişlerle gülümseyerek.
"Konuşma."
Sayon elindeki lambayı yere koyduktan sonra üzerindeki hızla cübbesini çıkardı ve Lian'ın göğsüne bastırdı. Genç prens göğsündeki baskıyla öksürdüğünde dudaklarından püsküren kan Sayon'un yüzüne sıçradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP VARİS
FantastikBir prens olarak çoğu şeye sahipti, neredeyse her şeye. Tek noksanlığı kutsal bir kan ve biraz pigmentti. Belki de kusurlu olan tek şey, yaşadığı dünyanın ta kendisiydi. Kehaneti henüz doğmadan tüm krallığa yayılmıştı. Başlangıç Tarihi: 15.10.2020 #...