69. Bölüm

172 22 2
                                    

Herkes içeri geçtiğinde prens Lian küçük kardeşi Mance ile kendi odasına çekilmişti. Neler olup bittiğini öğrenene kadar beklemekten başka çareleri yoktu.

Mance, tekerlekli sandalyesini ağabeyinin tam karşısına çekmiş gergince oturuyordu. Gözleri, ağabeyinin hemen arkasındaki pencereden dışarıya doğru yönelmiş, birlikte yaptıkları büyük kardan adama bakıyordu.

Lian, üzerinde hissettiği kaygıdan dolayı sabit kalmada zorlanıyor, dalgınca düşünür bir şekilde parmaklarıyla masasının üzerinde tıkırtılar çıkarıyordu.

Mance tekrardan ağabeyine baktı ve sonrasında elini uzatıp onun elini tuttu. "Abi."

Lian hemen aklındaki düşüncelerden sıyrılıverdi. "Ah, dalmışım."

"Abi, neler oluyor?"

Lian derin bir nefes aldıktan sonra "Bilmiyorum," diye yanıtladı ve kardeşinin elini sıkıca tuttu. "Yakında öğreniriz."

"Savaş mı çıkacak?"

"Hiç öyle şey olur mu? Eminim ki büyük bir şey yoktur."

"Bilmiyorum, endişeliyim."

Lian öteki elini de kardeşinin elinin üzerine koydu. "Yüz yıldır bu saraya kimse ayak basamadı Mance, telaşlanma. Sadece önlem alıyorlar. Askerlerimiz bizi her daim korur."

"Nasıl telaşlanmayabilirim ki? Eğer bir savaş çıkarsa o kargaşada hepimizden kurtulurlar."

"Mance, nasıl böyle şeyle söyleyebiliyorsun?"

"Bir savaş çıkarsa kimi gönderecekler sence? Bu haldeki beni mi? Seni gönderirler."

"Mance, ben senin kadar iyi bir savaşçı değilim. Neden beni göndersinler?"

"Beni iyi bir savaşçı olduğum için gönderdiklerine inanıyor musun gerçekten? Benden kurtulmaya çalıştılar fakat başaramadılar. Bu kez seni deneyeceklerdir."

Lian eliyle oturağının üzerine vurarak "Yanıma gel," dedi.

Mance arabasını oraya yaklaştırdıktan sonra eliyle masadan destek alarak ayağa kalktı. Bacaklarıyla oturağa doğru yürüdü ve oturduktan sonra ellerini bıraktı.

Lian gülümseyerek kardeşinin sırtını sıvazladı. "Yavaş yavaş yürümeye başlamışsın."

"Bu hale gelmemin sebebinin kim olduğunu biliyorsun."

Lian'ın gülümseyen yüzü hemen solmuş, yaşadığı sevinç yerini suçluluğa bırakmıştı. Elini kardeşinin omzuna sabitledikten sonra "Ondan en az ben de senin kadar hoşlanmıyorum fakat buna o sebep olmadı Mance. Sen pusuya düşürüldün," dedi.

Benim yüzümdendi Mance. Benim günahlarım yüzünden başına tüm bunlar geldi.

"Buna inanmıyorum."

"Doğruyu söylüyorum. Bunun altında o olsaydı sence annemiz bunun hesabını sormaz mıydı?"

"Doğru veya değil, hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağım."

"Bu saçmalık, gayet iyi iyileşiyorsun. Bak, destekle de olsa artık ayağa kalkabiliyorsun. İyi olacaksın, sadece kendine biraz güven."

"Peki, sen nasıl diyorsan."

Lian başını kardeşine yasladı. "Aferin sana."

"Sana bir şey soracağım," dedi Mance ciddi bir sesle.

"Sor bakalım."

"O gün Keil ile ne konuştunuz?"

"Önemli bir şey değil, sadece biraz kulağını çektim. Bir daha canını sıkamaz."

KAYIP VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin