38. Bölüm

341 31 58
                                    

Uzun zamandır hikayeye devam edip etmeyeceğim konusunda tereddütteydim, bu yüzden yeni bölüm gecikti. Şu anlık devam etmeyi düşünüyorum. Umarım bölümden keyif alırsınız.

Keyifli okumalar dilerim.

*******

Sarayın günlük curcunası olduğu gibi devam ederken kral Ryul veliahdı Keil ile öğle yemeği yiyebilecek zamanı bulmuştu.

İkisi de yemek masasının iki ucuna oturmuş yemeklerin servis edilmesini sessizce izledi. Görevliler yemeklerden birer lokma tadıp kontrol ettikten sonra çıkarıp çıkıp ikisini yalnız bıraktı.

Keil masanın üzerini kaplayan yiyecek dolu tabaklara açılmış gözlerle bakarken Ryul kendi tabağına önündeki mezelerden biraz koydu. "Tadına bakılmayan hiçbir şeyi yemeyeceksin, anladın mı? Kimsenin ikram ettiği bir şeyi yiyip içemezsin."

Keil başını salladı ve daha önce görmediği tüm o yemeklere bakarken, "Tüm bunları yiyebiliyor musunuz?" diye sordu.

"Hayır, neyi sevdiğim anlaşılmaması için azar azar yerim. Bu yüzden çoğu zaman hepsi dökülür."

Ryul, Keil'in suratındaki dehşeti görünce "Bu azaltılmış hali," dedi. "Onlara yemek çeşitlerini azaltmalarını emrettim. Şimdi yemeğini ye, prens Theon birazdan bize katılır."

"Peki majesteleri."

Odanın içinde soğuk, garip bir hava esiyordu.

Keil tabağına yemek doldururken Ryul kendine bir içki doldurdu ve Keil'in davranışlarını izledi. "İnsanların yanında her hareketine dikkat et. Özellikle de prenslerin yanında. Bana laf getirecek hiçbir davranışta bulunma. Yoksa seni buradan gönderirim. Neden burada olduğunu bir an olsun bile aklından çıkarma."

Keil ağzındaki lokmayı güçlükle yuttu ve başını eğdi. "Emredersiniz."

İkisi de büyük bir sessizlikle yemeklerine devam ederken prens sonunda Theon kolunun altına sıkıştırdığı belgelerle odaya girdi.

Theon masaya doğru yanaştı ve onları eğilerek selamladı. "Geç kaldıysam bağışlayın, toplantı beklenenden daha uzun sürdü."

"Hoş geldin, geç otur," dedi Ryul eliyle boştaki bir sandalyeyi göstererek.

Theon elindeki belgeleri masanın üzerine koydu ve sandalyesini çekip oturdu.

"Son zamanlarda devlet işleriyle pek bir ilgili görünüyorsun," dedi Ryul bıçağıyla etini keserken.

Theon belgeleri önüne çekti ve boğazını temizledi. "Zihnimi meşgul tutuyor."

"Güzel. Önemli bir hadise oldu mu?"

Keil sessizce yemeğini yerken ikisini izliyor, arada bir Theon ile göz göze geliyordu.

"Veliaht hazretlerinin gelişiyle vekillerin tüm huzursuzluğu sona ermiş gibi görünüyor," dedi Theon ve Keil'in gülümseyen yüzüyle karşılaştı. "Buraya alışabildiniz mi?"

"Alışmaya çalışıyorum," dedi Keil gülümseyerek ve bir bardağa içki koyup Theon'a uzattı. "Her şey benim için çok yeni. Lütfen beni gözetin."

"Oğlumla ilgilenmeni istiyorum Theon. Henüz çok genç, gözün onun üzerinde olsun."

"Veliaht hazretleri tam olarak kaç yaşındalar?" diye sordu Theon içkisini yudumlarken.

"On sekiz yaşındayım."

Theon ağzındaki şarabı püskürdü ve yumruğuyla göğsüne birkaç kez vurduktan sonra hızla Ryul'a döndü. "Kaç yaşındaydınız?"

KAYIP VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin