Bölüm 4 | Sıcak Bir Yuva Özlemi / PART - 5

242 11 0
                                    




Bölüm 4 | Sıcak Bir Yuva Özlemi / PART - 5



İntikam çanları, acil durumda çalan kilise çanı gibi yüksek ve güçlü çalıyordu. Ben de kendi derdime çare bulamıyorum ama ağabeyim için intikam hırsı güdüyorum, planlar yapıyorum! Tam dalga geçilecek bir durum ama işte bazen insanın elinde olmuyordu. Ben ağabeyime yardım edebilirim ama o bana yardım edemez, istese de biliyorum babam yüzünden yapamaz. Çocukluğundan beri onu pasif karakterli yetiştiren babam yüzünden her türlü psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığı için kabuğunu bir türlü kıramıyordu. İçimizde kabuğunu kıran tek kişi ben ve ablamdık o da yabancılara karşı, Enfal sözlerimden sonra kafasını salladı az çok anladı ne yapacağımı, hani birisi bir şey söyler ve diyecek bir şeyin olmaz da sessiz kalırsın ya işte öyleydi durum tamda, söyleyecek bir şeyi olmadığı için sessiz kalıyordu.

"Peki bizden bir şey istiyor musun? Bizim yapabileceğimiz bir şey var mı?" deyince gözlerine baktım bir süre sonra da kafamı salladım, evet vardı.

"Var, ağabeyimin kabuğunu kırması gerekiyor, onun öz güvene ve cesarete ihtiyacı var. Sen de ve Mesud'ta o öz güven ve cesaretten bolca var, onu cesaretlendirin, hatta bir psikolog ile görüşmesini sağlayın. Biz söylersek belki ters tepebilir ama sen ağabeyimle yaşıtsın, Mesud'un da yaşı yakın sizleri dinler ve siz erkek olduğunuz için onu daha iyi anlayarak konuşursunuz. Ağabeyim psikolojik tedavi alırken, onun hayatı için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. O kadından kurtarsak bile babamın yakasını bırakmayacağını biliyorum, bu yüzden ağabeyimin bizden uzaklaşması gerekiyor." dedim ve duraksadım.

Bunun düşüncesi kalbimi delse de, derin bir hüzne boğsa da olması gerekendi! Ağabeyimin yeniden aynı ya da bir başka acıları çekmesini istemiyorum, yeterince çekmişti zaten şu an yirmi yedi yaşındaydı ve altı yıldır o kadının kahrını çekiyordu, altı yıldır bir azap içinde yaşıyordu. Hele son olay onu mahvetti dışarı ne kadar göstermemeye çalışsa da gözlerine baktığım anda onun yaşadığı azabı anlıyordum, içimde hissediyordum. Onun mutsuz olmasına, ruhsuz olmasına dayanamıyordum, hele annem ve babamın yaptıklarına hiç dayanamıyordum.

"Emin misin sen?" diyen Enfal ile düşüncelerimden sıyrılıp baktım ona.

"Evet, ağabeyimin uzaklaşması çok iyi olacak. Bizden uzakta annem ve babamın bilmediği bir yerde yaşamak onun için iyi gelecek, zaman zaman gideriz belki onun yanına, ona destek de oluruz, o ancak buradan uzakta iyileşebilir Enfal. Bazen gitmek en iyi seçimdir ve en iyi ilaçtır, ağabeyimin bu ilacı ihtiyacı var biliyorum. Artık bu şehir de, buradaki insanlar da onu sıkmaya, boğmaya başladı. Önceden ağabeyimin gözlerine baktığım da pasif de olsa duyguların var olduğunu görebiliyordum, mutluysa mutluluğunu, üzgünse üzüntüsünü okuyabiliyordum ama şimdi orada kocaman bir boşluk var Enfal. Ağabeyimin kendine bir şey yapmasından korkuyorum, gözlerindeki boşluk bana mezarı andırıyor biliyor musun? Sanki ağabeyim zihninde mezarını kazıyor ve o mezar gözlerine yansıyor! Ağabeyime bir iş bulmamız gerekiyor, neresi olması gerektiğini bilmiyorum ama bizden uzakta mutlu olacağı bir yer olmalı. Bu görevi sana bıraksam üzerine çok mu yük bindirmiş olurum?" dedim mahcupça.

"Hayır, olmazsın. Emin ol ağabeyin için elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum ben de, senin dediğin gibi artık eskisi gibi değil. Çok az konuşuyor, çok az derdini anlatıyor ve sanki artık yaşamak istemiyor gibi. Bu yüzden bir an önce yapmamız gereken ne varsa yapmalıyız, geç bile kaldık ama olsun zararın neresinden dönülürse kârdır. Ben Kuter ve Akka ağabeyime sorayım, arkadaşlarıma sorayım, kendim de bakayım; onun için iş bulabilirsek eminim ki daha iyi olacak. Onun gittiğini de kimseye söylemeyiz, herkes iş seyahati sanar ama o, orada yeni bir hayata başlar." deyince yüzümde gülümseme oldu. Düşüncesi bile harikaydı!

HülleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin