Bölüm 12 | Canımın Yarısı / PART - 2

159 8 0
                                    


Bölüm 12 | Canımın Yarısı / PART - 2

Artık yabancı bir yerde ve bana yabancı olan insanlarla bir arada olacağımın bilincine varmış olmam üzerime de bir durgunluk getirmişti. Az önceki neşemden eser yoktu geriye, erkekler ayrı, kadınlar ayrı oturduğu için odada çok fazla kimse yoktu. Görümcem ve onunla aynı yaşlarda gibi duran, Uğur'un kuzeni -adını yine unuttum, çaktırmayın- birlikte mutfaktaydılar. Bize laf sokan o kadın, kayınvalidem, Uğur'un yengesi, halası ve teyzesi olan kadınlar da odadaydı. Bize laf sokan kadınla henüz tanışamamıştık, annemle yaşadıkları tatsız olayın ardından Enfal ve Mesud'la ile de yaşanan tatsız olayın ardından pek muhatap olmamıştık o yüzden o kadınla. Şu an da zaten onu muhatap alacağım pek söz konusu değildi, kindar bir yapım var mıydı emin değilim bu konuda. Bazen bazı insanların davranışlarını çok taksam da bazen de bazı insanların davranışlarını hiç takmıyorum bu yüzden de kindar yapımın olup olmadığına emin olamıyorum. Her şey ruh halime bağlı olarak gelişiyor aslında, çok taktığımda intikam alma güdüsü hissediyorum içimde ama çok takmadığım zamanlar oluyor işte o zamanlar da içimde sadece boşluk oluyor, hiçbir şey yapmıyorum, yapmak dahi istemiyorum.

"Pek yakınsınız herhalde siz?" diyen imalı sese hiçbir şekilde dönüp bakmadım, cevap dahi vermedim.

Bazen, bazı insanları çokta kaleye almamak gerekiyor onları kaleye aldığın zaman kendilerini bir şey sanabiliyorlardı. Hiçbir şey olduklarını kanıtlamanın en iyi yolu görmezden gelmek, üç maymunu oynamak onlara karşı.

"Kızım sana söyledim duymadın mı?" diyen kadına hâlâ cevap vermemekle birlikte dönüp yüzüne dahi bakmıyorum, bakmayacağım da!

Neden bakacağım ki? Kendisini tanıtmamış, bana kim olduğunu söylememiş, kendini tanıtmamış sonra da kalkıp bana bir şeyler soruyor benden cevap bekliyor, üstelik bunu yaparken de imalı imalı ve bakışları da sanki ahlâksızlık yapmışım gibiydi! Hah! Daha çok bekler, bu yaptığım terbiyesizlikse de terbiyesiz olduğumu kabul ediyorum. İnsanların kırmızı çizgileri vardır ve bunları aşmamak gerekir, karşımdaki kadın beni tanımamakla birlikte kırmızı çizgimi bilmiyor olabilir ama az önce antrede yaşadığımız tartışma sonucunda ve sofrada da yaşanan münakaşanın sonucundan bir ders çıkarması gerekiyordu. O ise bırakın ders çıkarmayı, sanki hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşanmamış gibi davranıyordu. Ben bu kadar yüzsüz değilim ne yazık ki, bir başkasını sinirlendirip, kırdığımda ya da tartışma yaşadığımda hiçbir şey olmamış gibi konuşamıyorum. Suçlu ben isem gönül almaya çalışırım fakat suçlu karşı taraf ise ve benden özür dilemeyip, bir de böyle yüzsüzce konuşursa ben o zaman yok sayarım; şu an yaptığım gibi!

"Yavrum, sana bir soru sordum değil mi?" diye üçüncü kez konuşunca ve ben yine aynı şekilde davranınca halamdan bir çimdik yedim.

Gözlerimi çevirip halama baktığımda, halam gözlerini belertmiş, dudaklarını sıkmış bir şekilde bana bakıyordu. Anlaşılan o ki bu tavrıma kızmıştı. Kusura bakma halacım, sana çok değer veriyor olsam da bu defa bu yüz ifaden üzerimde işe yaramayacak. Sakın evlendi götü kalktı gibi algılamayın bunu, çoğu zaman halamın rahatsız olduğu şeyleri ya da hassas olduğu tavırları yapmaktan kaçınırım ama işte böyle zamanlarda ise bu kaçınmayı umursamam. Karakterim nasılsa, içimden nasıl geliyorsa öyle davranırım. Şu an ise içimden o kadınla bırakın konuşmayı, aynı ortamda durmayı bile istemiyorum, bu odayı derhal terk etmek istiyorum ama işte arada henüz daha evlerine yeni gelmiş olduğum kayınvalidem var. Daha geldiği gün edepsizliği diz boyu desin, aramıza uçurumlar açsın istemiyorum. Nasıl olsa birbirimizi tanıyacağımız çok zaman vardı, o da, ben de, birbirimizin nasıl biri olduğunu yavaş yavaş öğreneceğiz. Bu sırada belki anlaşabiliriz, belki anlaşamayız bunu gelecekte yaşayıp görecektik.

HülleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin