Bölüm 36 |Sen Bana Bırak - Part 1
Birlikte tiyatro binasına ilerlerken içimden sanki Kurtuluş Savaşında Yunan'a karşı savaşan bir asker peyda olmuştu ve savaşçı ruhu, ruhumu esir almıştı adeta, şu an sahnede olmak ve o rolü kazanmak benim için bir savaştı elimden gelenin en iyisini yapıp bu rolü hakkıyla kazanacağıma adım gibi eminim, çok çalışmamın yanı sıra çok istememin de etkisi var.
"Hah geldin mi Hazen?" diyen Kenan yönetmen ile sessizce başımı salladım.
Yanında duran esmer kıza baktım, benden iki üç santim kadar kısaydı, bunun yanı sıra saçları benden daha uzundu göğüslerini iki tık altına geliyordu, düzleştirip salık bırakmıştı siyah saçlarını. Gözleri de saçlarıyla aynı tondaydı daha doğrusu daha açık bir tondaydı, gözleri kahverengiydi ama ona yakışıyordu. Üzerinde krem rengi bisiklet bir yaka ince bluz ve altında da kareli oldukça mini kahverengi bir etek vardı, biraz fazla gibi geldi bana üstelik yüzündeki ağır makyaj güzelliğini de kapatmış bence. Bilemiyorum ben sadelikten yana olduğum için mi bana fazla geldi ama kesinlikle benim tarzım değil giyinişi. Kenan yönetmenin seslenmesi üzerine Berrin olduğunu düşündüğüm kız bakışlarını bana çevirdi beni görmesi ile yüzünde öyle bir ifade oluştu ki sanki ben Yunan askeriydim o da Türk askeriydi, siz düşünün nasıl bir ateşli bakış var o gözlerde.
Aslında hak veriyorum vermiyor değilim ama şöyle bir nokta var, bu seçmeyi ben istemedim ya da bu role gelip ben talip olmadım, beni isteyen yönetmendi bu durumda kin gütmesi gereken kişi de yönetmendi, bunun yanı sıra kendisinin de suçu vardı eğer rolünü gerçekten düzgün oynayabilseydi beni çağırmazdı yönetmen onun yerine demek ki rolü düzgün oynayamamış ki yönetmen onun yerine beni tercih etmiş, insanların kendilerine bakmaması ve bir başkasını suçlaması kadar saçma sapan bir durum yok cidden, eğer olur da laf çakarsa elbette bende lafımı esirgemem gayette gediğine oturturum ama şu an sadece sakince olacakları bekleyip sesimi çıkarmayacağım.
"Hazır mısın Hazen'cim?" diye soran Kenan hoca ile sessizce kafamı salladım.
"Tamam o zaman, Berrin sende hazırsın değil mi?" dedi yanındaki kıza dönerek.
Doğru tahmin etmişim, yanındaki kız Berrin'miş bakalım nasıl oynayacak? Oynayışını merak ediyordum aslında, gerçekten dedikleri kadar kötü mü yoksa sadece eksikleri mi var?
"Hazırım hocam." deyince adam kafasını salladı.
"Peki o zaman diğerleri de geldiyse eğer geçelim ve başlayalım." dedi Kenan yönetmen sahneyi işaret ederek.
Tabi gelir gelmez hemen sahneye geçmedik, Kenan yönetmen Enfal'e kulise gitmemi ve orada bekleyeceğini söylemiş, yani iki kelime için çağırdıysa eğer çok saçma bence çok fazla bir şey konuşulmadı bunu içeride sahnede de konuşabilirdik. Neyse vardır bunda da bir hayır, önde Kenan hoca arkasında da Berrin denilen kız ilerliyordu, bende hemen onun arkasındaydım bir anda aklıma dank eden şey ile birkaç saniyelik bir duraksama yaşadım.
İyi güzel ben böyle sessiz sakin takılıyorum ama onlar beni ezik bulabilirler, sadece konuşmadığım için değil tabiki de vücut dilim bile ben kendime güvenmiyorum diyor adeta, sahneye çıktığım da onların karşısındaki ilk duruşum çok önemli, beni seçerlerken de eminim duruşumun etkisi olacak. Hemen kendine güvenen ve emin bir kadın duruşuna geçmeliyim, omuzlarımı ve başımı dik tutmamın yanı sıra, sırtımı da dik tutarak gözlerime de o mücadeleci bakışı eklemem ile tam olacağım, derin bir nefes aldım ve aklımdan geçen tüm fikirleri uyguladım. Başımı dik tutup bakışlarıma da o mücadeleci ruhumun etkisini yansıttım, omuzlarım ve sırtım da dik bir konum alırken, dudaklarım düz bir çizgi halini aldı. Ne kibirli ve soğuk nevale bakışım vardı, ne de ezik, hiçbir şeyden emin olamayan, tereddütlü bir bakışım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hülle
Fiksi Umum|YETİŞKİN İÇERİK| "Her son bir başlangıçtır, her başlangıç bir sondur!" hayatımın özeti bu cümlede. Her insanın dönüm noktası vardır benim dönüm noktam ise sonumun başladığı gün oldu. 'Tamam işte, tüm hayatım bitti! Her şey mahvoldu; tıpkı hayatım...