Bölüm 51| Karanlığıma Doğan Yıldız - Part 2
"Ağabey, Hazen siz isterseniz geçin yerinize bizde birazdan çıkacağız şarkıyı söylersiniz." diyen Mesud ile Enfal kafasını sallayarak onayladı.
Gelin odası olarak ayarlanan küçük oturma odasında oturan Mesud'a gülümseyerek baktım ve kocam ile el ele düğünün yapılacağı bahçeye geçmek üzere odadan çıktık.
Sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırlığındayken, halama ablamın aşkı ile ilgili bir şeyler çıtlatıp sabah kahvaltıya geleceğini de söylediğimde kızılca kıyamet koptu, hemen herkesi emir eri yaparak herkese bir görev verdi, dayıma da olanları anlattığında dayımda kızmıştı ama bir yandan da iyi yaptın diyerek beni onaylamıştı, ablamın görüştüğü adamın nasıl biri olduğunu ve bizim ailemizin de nasıl biri olduğunu ona gösterme fikri ona cazip gelmişti. Dayımdan ve halamdan paparayı yesem de sonuç olarak iyi bir şey yaptığımın kanaatindeydiler, el birliği ile güzel bir kahvaltı hazırlamaya koyulduk ve mutfak ile balkona sığamayacağımız için misafir odasını kullanmaya devam ettik. Zaten Kuter ağabeyimler ve ablam geldiğinden beri misafir odasını kullanmaya başlamıştık, şimdi sadece birkaç sandalye daha götüreceğiz o kadar.
Halam bir yandan bana söylenirken bir yandan da ablama Emillie hakkında sorular soruyordu, yine mutfaktan odaya elimizdeki tabaklarla geçerken halam yine bana söyleniyordu ki halamın söylenmesi kesildi.
"Yeter hatun, yeter! Kız doğru bir şey yapmış sende demediğini bırakmadın. Ne zaman tanıştırsaydı bizi düğünde mi? O zaman ne olacaktı sanki bilmiyormuşuz gibi olacaktı ki zaten bilmiyorduk, hem madem düğüne gelecek ve ailemiz ile tanışacak o zaman önce bizim tanışmamız gerekiyor değil mi?" diyen dayım ile sırıttım.
Açıkçası çok söylenmesinden de çok bağırılmasından da hoşlanmıyorum ama halam işte kıyamıyorum, halam benim için o kadar çok şey yapmışken ben şuncacık iki kelime söylenmesine mi laf edeceğim?
"Ama bir hazırlığımız yok, daha güzel şeyler hazırlardık." deyince içimde pislik yapma isteği peyda oldu ve sırıtarak halama cevap verdim.
"Hala adam zaten aşçıymış, sen istediğin kadar hazırlıklı ol aşçı adam hiç öyle her şeyi beğenir mi?" deyip çaktırmadan dayıma göz kırptım.
"Aman çok biliyorsun sen." diyen halam tavır yapınca kıkırdadım.
Odaya geçip elimdekileri masaya bıraktım ve halamın da elindeki tabakları bırakmasını bekledim, halam bırakınca hemen yanına gidip kollarımı arkadan boynuna doladım ve sıkıca sarıldım, yanaklarını öperken de şap şup sesler çıkarıyordum. Benim bu hareketim ile güldüğünü duydum ve daha sıkı sarıldım, resmen boğacak hâle geldim sevdiklerime çok sıkı sarılmayı seviyorum ve onlar ise sevmiyor, beni dövecek kıvama geliyorlar.
"Ay tamam sıkma artık yeter, rahat bırak beni." deyince yeniden öpüp bıraktım.
Emillie geldikten sonra herkesle tanıştı ve kahvaltıya geçtiğimiz sırada kapı çalmıştı, kapıyı açtığımda ise ağabeyimi karşımda görmek benim için büyük bir sürpriz olmuştu, düğüne geleceğini biliyordum ama bu kadar erken saatte geleceğini bilmiyordum çünkü kahvaltıya geleceğini söylememişti bizimle dayımların orada buluşacağını söylemişti. Ağabeyimin de gelmesi ile kahvaltı şen şakrak ve Emillie'yi tanımakla geçti, kahvaltının ardından hemen toparlanıp hazırlandık, hazırlanmaktan kastımız elbiselerimizi alıp kuaföre gittik saçlarımızı ve makyajımızı yaptırdıktan sonra elbisemizi de kuaförün ağda odasında giyip üzerimizdekileri de arabaya koyduk ve gelin almak üzere yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hülle
Ficción General|YETİŞKİN İÇERİK| "Her son bir başlangıçtır, her başlangıç bir sondur!" hayatımın özeti bu cümlede. Her insanın dönüm noktası vardır benim dönüm noktam ise sonumun başladığı gün oldu. 'Tamam işte, tüm hayatım bitti! Her şey mahvoldu; tıpkı hayatım...